Sempozyumun açış konuşmasını yapan Eğitim Haklarının Genişletilmesi Projesi Bilim Kurulu Direktörü Prof. Dr. Michael Winkler, yürütülmekte olan proje hakkında bilgi vererek sözlerine başladı. PoliTeknik Gazetesi girişiminde başlatılan bu çalışmanın 2015’te ilk adımlarını attığını, 2017’ye gelindiğinde ise projenin resmi bir niteliğe büründüğünü söyleyen Prof. Winkler, onun şu anda uluslararası ölçekte kök salmaya başladığını belirtti.
Prof. Winkler, konuşmasında, yaklaşık 70 yıl önce BM Genel Kurulu’nda kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin (İHEB), 20. Yüzyılın küresel faciası olarak anılan 2. Dünya Savaşı’nın etkisi altında yayınlandığını, ancak bir bildirge olarak hukuksal bir bağlayıcılığı bulunmadığını vurguladı.
İHEB’nin 26. Maddesini, “revize etmek değil, genişletmek isteyen” Eğitim Haklarının Genişletilmesi Projesi’ne bir dizi itirazın olduğuna dikkat çeken Winkler, bu itirazları şöyle sıraladı:
“İtirazlardan biri, genel bir itirazdır bu, ‘insan hakları zaten kör bir bıçaktır’ demektedir. Bu doğru. İHEB’nde ifade edilen insan hakları kör bir bıçaktır, ama kör bir bıçağı bilenler, onun ne kadar acıtabileceğini de bilir… Bu gerekçe artık geçerli değildir, çünkü birçok toplumda, birçok ülkede insan hakları artık yasalaşmış, bağlayıcılığı olan haklardır”.
Savaşın etkisi altında kaleme alınan bu bildirgenin günümüzde kolektif olarak bilincine varıldığını, algılama modeline dönüştüğünü, bu hakların ihlal edilmesi noktasında dünya genelinde artık konuya daha duyarlı yaklaşıldığını ifade eden Michael Winkler, bunun bir başarı öyküsü olduğunu, ancak bu durumun bizleri bu hakların günümüzün değişen toplumsal ve kültürel koşulları için yeniden gözden geçirilmesi sorumluluğundan kurtarmadığını söyledi. Gelen bir başka itirazın da söz konusu hakların çoktan genişletildiğiyle ilgili olduğunu aktardı. Buna göre gerçekten de yenilikler olmuştur. Özellikle Engelli Hakları Bildirgesi çok kapsamlı tutulmuştur ve hatta uymayan devletlere yaptırım mekanizmalarını da içermektedir. Ancak dünya genelinde eğitim artık sadece demokratik toplumların değil, artan oranda özelleştirmenin ve büyük kâr olanakları gören küresel oyuncuların etkisi altındadır. Hatta eğitim için varılan sözleşmeler de bu özelleştirmeye hizmet amacı gütmektedir.
Bu koşullarda, yürütülmekte olan Eğitim Haklarının Genişletilmesi Projesi gibi girişimlerin, “Bize Eğitimi Geri Verin” çağrısında bulunması gerektiğini söyleyen Prof. Winkler, eğitimin insan onuruna uygun, demokratik, özgürlüğü güvence altına alan, otoriter devlet kapitalizmine bulanmamış ya da neoliberal olmayan bir eğitimden yana olunması gerektiğini vurgulayarak, sözü, açılış konuşmasını yapmak üzere Koblenz Yüksekokulu Rektörü’ne bıraktı.