Sosyalbilimler Bölümü Dekan Yardımcısı Prof. Schneider, “bu yol gösterici konferansın yüksekokulumuzda gerçekleştiriliyor olmasıyla gurur duyuyorum” diyerek başladığı selamlama konuşmasında, bölümleri hakkında kısa bilgiler aktardı. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin eğitim haklarını ele alan 26. maddesini dinleyicilere okuyan Armin Schneider, ilk bakışta bu maddede herşeyin ele alınmış oldu izlenimi doğduğunu söyleyerek, küreselleşme ve dijitalleşmenin ise eğitim hakkının yeniden düzenlenmesini gerekli kılmakla kalmadığını, aksine bu hak için bir tehlike de ifade ettiğini belirtti. Eğitim ve öğretime erişimin sosyal kökene bağlı olduğunu, sermaye tarafından kullanılmak üzere bir araç haline getirildiğini dile getiren Prof. Schneider, “bu şekilde geleceğe daha hazırlıklı olup olmadığımız meçhul. Çocuklarımızın eğitim için gösterdiği çaba konusunda da ‘programlanmışlık’ hiç de yararlı değil” dedi.
Almanya açısından henüz 1849 tarihli Aziz Paul Kilisesi Anayasası’nda eğitim ve öğretimin büyük bir yer edindiğini, orada, okullardan kamu okulu, öğretmenlerden devlet memuru olarak ve ücretsiz eğitim-öğretimden söz edildiğini belirten Armin Schneider, sonradan hayata geçen ve uğrunda çok savaşım verilen bu temel hakların güncel olarak artık sıkça sorgulanır olduğunu dile getirdi. Schneider, hangi bağlamda değerlendirildiğinden bağımsız olarak, eğitim hakkına her insanın ihtiyaç duyduğunu, bu hakları genişletmek amacıyla biliminsanlarını ve sivil toplum örgütü üyelerini bir araya getiren bu konferansın, kendi bölümleri içerisinde konunun derslerde işlenerek siyasi etkide bulunmak üzere geliştirilmesini istediğini de vurgulayarak, herkese başarılı bir konferans diledi.