Kasım Hanık
Peyzaj Mühendisi
Tarih boyunca, kentsel ve kırsal yaşamın düzenlenmesinde insan faktörü belirleyici bir rol oynamıştır. İlk çağlardan bu yana engelli bireyler toplumun bir parçası olmayı başarmışlardır. Modernizm ile birlikte Avrupa’da engellilik konusunda toplumsal bilinç oluşmuş, insan yaşamını kolaylaştıracak planlama ve tasarımın önemi ortaya çıkmıştır.
Engelli bireylerin topluma entegre edilmeleri noktasında, eşit şartlarda çalışma koşullarına sahip olmaları adına erişilebilirliğin fonksiyonellik ve estetik gibi bağlamlarda zorluk yaşadığı görülmüştür. Günümüzde bile, engelli bireyler toplumun ayrılmaz bir parçası olmalarına rağmen yaşama katılma, özellikle kentlerde dış mekâna ulaşma ve bu alanları kullanma konusunda birçok sorunla karşı karşıya kalmaktadırlar.
Erişilebilirlik ve İnsan Hakları
Erişilebilirlik, Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi‘nde de belirtildiği gibi, temel bir insan hakkıdır. Bu hak, engelli bireylerin bağımsız yaşama ve topluma tam ve eşit katılımını sağlamayı amaçlar. Ancak, kentsel alanlardaki fi ziksel engeller, engelli bireylerin bu hakkını kullanmasını kısıtlamaktadır. Merdivenler, meyilli alanlar, yüksek kaldırımlar ve yetersiz rampalar gibi mimari öğeler, engelli bireylerin yaşam alanlarını kısıtlamakta ve toplumdan soyutlanmalarına neden olmaktadır. Bu durum, engelli bireylerin insan haklarına aykırıdır ve toplumsal adaletin sağlanması açısından ciddi bir sorundur.
Kentsel ve Kırsal Alanlardaki Engeller
Kentsel alanlarda, çoğu insanın farkına varamadığı fi ziksel engeller, engelli bireylerin günlük yaşamını zorlaştırmaktadır. Bu durum, engelli bireylerin insan haklarına erişimini engellemekte ve toplumsal katılımlarını kısıtlamaktadır. Erişilebilir olmayan mekânlar, engelli bireylerin sosyal, ekonomik ve kültürel hayata eşit şartlarda katılmalarını engeller. Bu bağlamda, erişilebilirlik, yalnızca fi ziksel bir gereklilik değil, aynı zamanda sosyal adalet ve eşitlik ilkesinin bir parçasıdır.
Evrensel Tasarım ve Peyzaj Düzenlemeleri
Peyzaj üzenlemelerinin her aşamasında erişilebilirlik önemli bir etken olup, yapılacak tasarım ve uygulamalarda fi ziksel çevrenin tüm unsurları bir arada gözlemlenerek ele alınmalıdır. Engelli bireylerin yaşamın tüm alanlarından yararlanmalarının sağlanması, yaşam seviyelerinin ve sosyal ilişkilerinin güçlendirilmesi için yapılacak tasarımların çok yönlü düşünülmesi gereklidir. Bu, aynı zamanda engelli bireylerin insan haklarına saygının bir göstergesidir.
Engelli Bireylerin Sosyal Entegrasyonu ve Katılımı
Sonuç olarak, engelli bireylerin gereksinimleri göz önünde bulundurularak kentsel mekânlar kalite ve kullanışlılık açısından konforlu bir şekilde tasarlanmalıdır. Engelli bireylerin ihtiyaçları, diğer bireylerin ihtiyaçları ile benzerlik göstermekte olup, ölçüler ve standartlar dikkate alınarak düzenlemeler yapılmalıdır. Böylece, engelli bireylerin toplumsal yaşama daha aktif bir şekilde katılımı sağlanabilir ve yaşam kaliteleri artırılabilir. Erişilebilirlik, sadece bir tasarım sorunu değil, aynı zamanda temel bir insan hakkıdır ve tüm bireylerin bu haktan eşit şekilde yararlanması sağlanmalıdır.
Kamusal Alanların Önemi ve Yönetimlerin Rolü
Belirtilen konular, özellikle kentsel açık alanlardaki kamusal alan niteliği olan yerler için çok önemlidir. Bu alanlarda kamusal alan yaratımından sorumlu yönetim erkleri evrensel tasarım kurallarına riayet etmek zorundadır. Aslında, özellikle Avrupa Birliği sınırları içinde bu konuya atfen birçok yasal düzenlemeler bulunmaktadır. Ancak gerek yerel yönetimler gerekse merkezi yönetimler bu konuda sınırlı duyarlılık ya da hiç duyarlılık göstermeden alan yaratan iradeler göstermektedir. Bu da bize, aslında yönetim erklerinin tüm konularda olduğu gibi sağlıklı bireylerin daha fazla dikkate alındığı uygulamaları hayata geçirdiklerini göstermektedir. Aslında çeşitli toplumsal sınıfl arı, cinsiyet ve yaş gruplarını buluşturma potansiyeli olan kamusal açık yeşil alanlarda özellikle dezavantajlı grupların (engelli, yaşlı, hamile) göz ardı edildiği ve bu insanların en temel insan hakları olan erişim hakkının ellerinden alındığı görülmektedir. Yani, toplumda üretim kabiliyeti olan veya toplumla barışık ve ona katkılarıyla kendini var edebilecek birçok insanın erişim zorluğu nedeniyle meskenlere hapsolmuş bir şekilde yaşamaya zorlandığı bir durum ortaya çıkmaktadır.
Erişilebilirlik Meselesinin Kentsel Ölçekli Çözümü
Erişilebilirlik meselesinin kısmen çözümünün aslında çözümsüzlük barındırdığını belirtmek gerekir. Alan kullanımı tanımındaki erişim meselesini küçük ölçekten çıkarıp kentsel ölçekteki bir ulaşım ağı konsepti ile ele almak gerekmektedir. Yani bireyler kentsel alandaki bütün kamusal alanlara eşit ve adil bir şekilde erişebilmelidir. Diğer tüm gruplar gibi engelli bireyler de herhangi bir endişe duymadan bu alanlara erişebilmelidir. Böylelikle insan hakları açısından erişilebilirlik tanımının layıkıyla yerine getirildiği ifade edilebilir.