Almanya Türk Öğretmen Dernekleri Federasyonu Başkanı olarak açılış konuşmasında söz alan Yücel Tuna, birtakım tespitlere ve araştırma sonuçlarına dayanarak, hala yaşanmakta olan zorluklar aşılabilir mi sorusunu ele alacağını belirterek konuşmasına başladı. Avrupa ülkelerinin birçoğunda ırkçılık ve milliyetçiliğin arttığına vurgu yapan Yücel Tuna, “ırkçılığın ve yabancı düşmanlığının özellikle yükseliş dönemlerinde göçmen gençlerin oluşturduğu grupların suç işlemeye itilme oranları artıyor” dedi. “Kendilerini korumak için de olsa suç işlemek zorunda kalan bu gençlerin oturma ve çalışma haklarına sınırlamalar getiriliyor” diyen Tuna, göçmen çocuklarının durumunu şöyle değerlendirdi: “Kültürü tanınmadığı, anadilini öğrenemediği için çocuk kendini tanımakta güçlük çekiyor, gelecek konusunda umutsuzluk taşıyor, aşırı fanatik ve ideolojik akımlara kayıyor ya da bunun tam tersi, ait olduğu toplumun bireyi olmaktan utanıyor” sözleriyle konuşmasına devam etti. Çokkültürlü toplumun kabul edilmemesinin eğitimciler, sosyal pedagoglar ve sosyal danışmanlar üzerindeki etkisini de irdeleyen Yücel Tuna, “kültürü eşit sayılmadığı ve tanınmadığı için kendisini çalıştığı kurumlar işlevsiz ve gereksiz görüyor. Okullarda ve Alman çevrelerinde genel olarak dinlenilmemek, kale alınmamak, yani ciddiye alınmamak gibi bir durumlarla karşı karşıya kalıyor” dedi. Göçmenlerin içinde bulundukları durum karşısında umutsuzluğa düştüğünü ya da “şiddet ve zor yoluyla bu durumu değiştirebilmek için mücadele yöntemleri aramak zorunda” kaldığını ayrıca sözlerine ekledi.