Oksana Rodionova | Rusya Eğitim ve Bilim Çalışanları Birliği /ESEUR) · Halkla İlişkiler Departmanı Sorumlusu
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi 26. madde ilk fıkrasında ‘Her birey eğitim hakkına sahiptir’ denmektedir. Eğitim ücretsiz olarak sunulmalıdır. En azından ilköğrenim ve genel eğitim kurumları ücretsiz olmalıdır. İlköğrenim zorunlu olmalıdır. Teknik ve mesleki eğitim kurumları herkesin erişebileceği biçimde olmalıdır. Yüksek öğrenim ise her bireyin yeteneklerine uygun olarak fırsat eşitliği ile bağdaşır durumda olmalıdır.
Rusya Federasyonu olarak biz bu konuda daha ileri bir konumdayız. Anayasamız sadece ilköğretimi değil bunun yanında genel orta öğretimi de zorunlu eğitim kapsamına almıştır. Bunun haricinde “yerel idarelere, devlete ve diğer kurumlara bağlı olan genel liseler ile meslek liselerinin ulaşılabilirliği ve okul öncesi eğitimin ücretsiz olması garanti altına alınmalıdır”. Rusya Federasyonu Anayasası ana metninin 3. maddesine göre ”Her bir birey rekabet unsurları göz önüne alınarak yerel ve devlet idaresine ait kurumlarda ücretsiz eğitim alma hakkına sahiptir” demektedir. Bu bağlamda bütün dünyada ve özellikle Rusya Federasyonu’nda bireyin eğitim hakkının olduğu, hatta bu hakkı ücretsiz kullanabileceği anlaşılmaktadır. Daha ne istenebilir ki? Eğitim alma, meslek edinme ya da daha önceden belirlediği mesleği geliştirmek için çocukların, onların ailelerinin ya da yetişkinlerin başka hangi hakka ihtiyacı olabilir ki?
Orta öğrenim kurumlarında, hatta okul öncesi eğitim merkezlerinde okuyan çocuklarla konuşulduğunda bu sorunun cevabını almak mümkündür. Çocuklar küçük yaşlardan itibaren daha hızlı ve kaliteli öğreniyorlar. Kendi yaşıtlarıyla sosyal ağlarda sohbet etmeleri, Youtube aracılığıyla videolar izlemeleri ve ağ oyunlarıyla meşgul olmaları nedeniyle öğretmenlerini dinlemeye fırsat olmuyor. Elbette günümüzde büyük çaplı bir bilgisayar bağımlılığı bulunuyor. Bu husus artık hastalık olarak da tanımlanmış durumda. Fakat bütün bunlara rağmen modern çağın çocuklarının bu vesile ile kendilerini eğitemeyeceklerini öne sürmek doğru değildir. Çocuklar bu araçlar vesilesiyle sosyalleşiyor, internet aracılığıyla bağlantılar kuruyor ve yetişkin hayata adım atmadan önceki bilgi ve deneyim ediniyor.
Kendi kendine öğrenme, günümüz şartlarında eğitim için güncel bir seçenektir. Kişisel ve mesleki alandaki yetkinliklerin geliştirilmesi bu metodu sadece çocuklar değil, aynı zamanda yetişkinler de tercih etmektedir. Kendi kendine eğitim, sanal ortamda ya da mesafeli eğitim yöntemiyle uygulanmaktadır. Bu hususta öğrenilecek konularda yetkinliği bulunan kişilerden destek alma yoluyla, iyi ve kaliteli kitapların okunması yoluyla, sosyal ağlarda, haber gruplarında ya da benzeri mecralarda görsel olarak bilgi alınması, sanal sohbet ortamlarında konuların tartışılması, uzaktan eğitim veren kurslara, seminerlere, konferanslara ya da forumlara eşlik etme yoluyla gerçekleştirilebilir.
Kendi kendine öğrenme okullarda görev yapan eğitimcilerin, okul öncesi kurumlarda görev yapan öğretmenlerin ve yüksek öğrenim kurumlarındaki öğretim görevlilerinin ek eğitim almaları ya da kendilerini geliştirmeleri için bir fırsattır. Özellikle uzaktan eğitim bu hususta çok önemlidir. Birçok eğitimci, örgün eğitim veren, resmi olarak görev yapan kurumların, görevde yükselmeleri amacıyla yönlendirme yaptığı kursların bir çok nedenle kendilerine uymadığını itiraf etmektedirler. Öncelikle bu biçimdeki kurslara katılmak için başka şehirlere seyahat etmek, bununla ilgili giderleri üstlenmek, o sırada giremediği dersleri başkasına emanet ettiği için geriye döndüğünde telafi etme gibi zorluklar ortaya çıkmaktadır. İkinci bir husus ise bu kurumların her zaman gerekli ve yüksek kalitedeki ders materyalleri ve eğitimcileri sağlama imkânlarının olmamasıdır. Bazen materyaller eskimiş oluyor ve sıradan ders havasında geçebiliyor. Eğitim alan kişilerin ise kendi alanında profesyonel yarışmaları kazanmış yetkin kişilerden yeni ve iyi yöntemleri alması gerekmektedir.
Konunun anlaşılması açısından Voronej ve Rostov Bölgelerinden iki öğretmenin iki yıl önce ‘Öğretmen Gazetesi’ (eğitimciler için yayın yapan federal bir gazete) tarafından yayınlanan mesleki yeterliliğin nasıl arttırıldığını anlatan görüşlerini paylaşmak istiyorum.
Voronej İli No: 81 Orta Öğretim Kurumu tarih ve sosyal bilgiler öğretmeni ve aynı zamanda bu bölgede 2013 yılında yılın öğretmeni seçilen Svetlana SPITSINA şunları söylemektedir. ”Uzaktan eğitim olayı nedir onu bir anlamaya çalışalım. (…) Çevrimiçi Eğitim Merkezi Foxford olimpiyatları ve okul öğrencileri için çeşitli konularda kendini duyurmuştur. Adı geçen Merkez 2015 yazından bu yana öğretmenlere de benzer kurslar sunmaktadır. Buradaki eğitim nasıl gerçekleşiyor? Günün belirli saatlerinde ( bu zaman tarihçiler için çarşamba saat 16.00 olarak belirlenmişti) internet sitesinde canlı olarak ders yayını başlamaktadır. Ekranda, ülkenin önemli yüksek öğrenim kurumlarından birinin hocası ders anlatmaktadır. Öğretim görevlisine sohbet ekranı üzerinden yazılı olarak soru yöneltme ve bunun cevabını alabilme olanağı bulunmaktadır. Bunun haricinde önceki işlenen dersler ve ders materyalleri de bir yıl boyunca saklanıyor ve bunlara erişim olanağı sunulmaktadır. Ev ödevleri ve çalışmalar kursun niteliğine bağlı olmak koşuluyla otomatik olarak ya da bizzat hoca tarafından kontrol ediliyor. Kursun dinleyicileri ve öğretmenler için ev ödevlerini yapma konusunda bir zorunluluk bulunmuyor. Bu uygulamanın olumlu yönleri eğitimcilerle yüz yüze iletişim kurma olanağı, özellikle bilimsel olarak kendini kanıtlamış üstün düzeyde teorik materyaller ve bunun dışında uzun bir dönem bu kaynaklara erişimin sağlanmasıdır. Olumsuz yönü ise eğer derse bağlanma konusunda zamanı kaçırırsanız soru sorma olanağını yitirmişsiniz demektir. Gerçi birçok eğitimci öğrencilerle elektronik ileti yoluyla iletişim kurmayı tercih ediyordu.”
Elena NECHITAILOVA, ”Rusya 2008 yılın öğretmeni” yarışmasının galibi, Rostov Bölgesi, Tsimlyansk No: 1 Lisesi kimya öğretmeni olarak görev yapmaktadır. Şunları belirtmektedir: ”Benim kişisel görüşüme göre görevde yükselmeyle ilgili alınan eğitimlerin örgün olarak tercih edilmesi için tek bir sebep aranmalıdır. O da dersi veren, ders kaynağının sahibi olan, yöntem yaratıcısı ya da programın sahibi olan kişi ile birebir çalışma olanağının bulunması durumudur. Fakat günümüzde kullandığımız uzaktan eğitim yöntemi ile de dersin anlatımcısına soru yöneltme ve sorunun cevabını dinleme olanağı elde edilmektedir. Kendim için ‘Foxford’ platformu üzerinden sunulan kursları tercih ediyorum.” Bunun haricinde İntel ‘Eğitim Galaksisi’ platformu faaliyetleri de kumbaramda bulunmaktadır. Ustalık sınıfları (18-24 saat) esasına göre düzenlenen konferanslar, webinarlar da değişik problem yöntemleri için harika kaynaklardır. Bu çalışma sistemi, meslektaşların bir araya gelmesine olanak sağlamaktadır. Bu bağlamda Marina Kurvits’in Tallin Üniversitesi’ndeki doktorasının ardından, altüst olmuş eğitim sistemini gündeme getirmesinden sonra, Voronej: 9 Gimnazyumu kimya öğretmeni Elena Ponomareva rehberliğinde yaratıcı bir grup oluşturulmuştur. Bu grubun içerisine Saratov Bölgesi Bilgi Yöntemleri Merkezi Müdürü Olesya Nerevyatkina ve Elena Nechitailova da dahil oldu. Bu ortak faaliyetler neticesinde aşağıdaki sayfa oluşturuldu: https://sites.google.com/site/chemistryflipped/. Sıkıntılı geçen bir meslekte yükselme eğitimi öğretmenin ilerideki çalışmasını, özellikle de mesleki yaklaşımlarını etkileyecektir. Bu nedenle bilgi ağı sistemi öğretmenlerin mesleklerinde yükselmelerini sağlayacak kaynaklara doymuş vaziyettedir “.
2015 yılında düzenlenen Devlet Konseyi Toplantısında Vladimir Putin’in eğitimin iyileştirilmesine yönelik sorulara verdiği şu yanıt tesadüf değildir: ”Öğretmenlerin kendilerini sürekli geliştirebilmeleri için gerekli motivasyonun sağlanması gerekiyor. Onların mesleki anlamda yükselmeleri genel eğitim sisteminin gelişmesinde önemli faktördür. Bu bağlamda, öğretmenler için ulusal düzeyde bir mesleki gelişim sistemi oluşturmayı öneriyorum. ”Rusya Federasyonu Devlet Başkanı, bu sistemin hayata geçirilmesi için bazı yönergeler de öne sürdü. Bunlardan ilki, “profesyonel gereksinimleri karşılayan öğretmenler için modern eğitim ve mesleki gelişim programlarının tanıtımıdır. Üniversitelerin, araştırma enstitülerinin sürece katılımını arttırmak, ülkedeki en iyi öğretmenlerin ve önde gelen okulların deneyimlerini kullanmak gerekmektedir. Tabi bununla beraber üstün yetenekli çocuklara destek için oluşturulan ”Sirius” kaynaklarını da harekete geçirmek gerekmektedir. Bu kaynaklar aynı zamanda öğrenim kaynağı olmak durumundadır.”
Rusya Eğitim ve Bilim Çalışanları Birliği, eğitimciler için düzenli, aralıksız, zamanın koşullarına uygun, yani modern bir kendi başına eğitim ortamının hazırlanması için gerekli şartların ortaya konmasını önkoşul olarak kabul etmektedir. Her meslek grubunun temsilcisi olan uzman kişi kendi başına eğitim alma hakkına sahip olmalıdır (koşullar ve olanaklar), fakat eğitimciler için bu husus özellikle önemlidir. Çünkü hepimizin bildiği üzere yüksek kalitedeki bir eğitimci bu sistemin kilit taşını teşkil etmektedir. Bu nedenle ne kadar yetkin ve uzmanlık sahibi bir yapı meydana getirilirse sadece bölgesel anlamda değil tüm ülkeyi kapsayan kaliteli bir Rus Eğitim Sistemi yaratılmış olacaktır. Bu durumda çocukların okula yaklaşımlarını aileleri ile ilişkilerini doğrudan ilgilendirmektedir.
Rusya Eğitim ve Bilim Çalışanları Birliği Başkanı Galina Merkulova verdiği bir röportajda şunları belirtmiştir: ”Öğretmenin sosyal haklarının korunması sadece yüksek bir kazanım değil, aynı zamanda birçok diğer faktörle bağlantılı bir unsurdur. Hızla gelişen dünya ve eğitimdeki modernleşme öğretmen üzerindeki talepleri üst düzeye çıkarıyor. Burada öğretmenin savunma aracı olarak onun mesleki yeterliliğini görmekteyiz. Öğretmenin mesleğinde kazanmış olduğu uzmanlık onu garanti altına almaktadır ve şu anda sıkça ifade edilen ” Fazlalık” olma statüsünden kendisini uzak tutacaktır. Bunun sonucunda ise işten çıkarılma ya da benzeri bir tehlike altında da kalmayacaktır. Gerçekten mesleğinde iyi olan bir öğretmeni okul idaresi kaybetmek istemeyecektir. Burada öğretmenin kendini geliştirme arzusu ve buna yönelik çabaları büyük rol oynamaktadır fakat tek başına yeterli değildir. Onun hangi koşullarda hayatını sürdürdüğü ve çalıştığı da önemlidir. İş yükü ne durumdadır, eğitim kaynaklarına ulaşma olanakları nasıldır, kişisel bilgisayarı var mıdır ve maaşını düzenli alabilmekte midir? Bunlar önemlidir. Bunun haricinde görev yaptığı okulda İnternete erişimi mevcut mudur? Sistematik olarak kendini geliştirme koşulları ve daha birçok koşula sahip midir? Göz önüne almak gerekir. Bizim görevimiz, eğitimciler için profesyonel ve kişisel gelişim koşullarının yaratılmasını teşvik etmektir.”
Rusya Eğitim ve Bilim Çalışanları Birliği Başkan yardımcısı Tatiana Kupriyanova’ya göre: ”Mesleki yeterlilik düzeyinin arttırılması amacıyla tüm öğretmenlere ve eğitim personeline yardım edilmesi gerekmektedir. Yeniden yapılanma ve hazırlık sürecinin tamamlanması için zamanla ilgili sorunlarının çözüme kavuşması, mesleki eksikliklerin giderilmesi gerekmektedir.” Şimdilerde ise Rusya Federasyonu sınırları içerisinde yeni kabul edilen ”öğretmenliğin uzmanlık standartlarına” göre en önemli görevler şunlardır: ”01.01.2020 tarihine kadar eğitim alanında çalışan her öğretmen için mesleki yeterlilik düzeyini yükseltmesi amacıyla eğitim alabilmesi, aldığı eğitimin talep edilen standartları karşılaması, yani bir başka ifadeyle profesyonel ”eğitimci” ya da diğer meslek gruplarının standartlarının karşılanması gerekmektedir.”
Yani buradan da anlaşılacağı üzere Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi eğitim hakları ile ilgili 26. maddesinin yeniden düzenlenme zamanı çoktan gelmiştir. Bu maddeye eğitim hakkının ayrılmaz bir parçası olarak uzaktan eğitim, örgün eğitim, tüm iş sahaları için meslekte yükselme eğitimleri ve özellikle eğitimcilerin bu hususta ön plana alınarak kendi başına eğitim hakkı da ilave edilmelidir. Eğitimcilerin bu hakkı özellikle önemlidir, çünkü bu hakkın geliştiricileri de yine kendileri olacaktır. Kendi kendine eğitim ve mesleki gelişim dünya çapında zorunlu ve mümkün olduğunca, en azından ilkokul düzeyinde ücretsiz olmalıdır. Bu haklar olmadan ekonomi, kültür, sanayi ve eğitimin geliştirilmesi zor olacaktır.