Zora ve Cezalandırmaya Dayalı Olmayan Entegrasyon Kursları
Zorunlu entegrasyon kursları anlamsız, çünkü tüm mevcut veriler göçmenlerin ezici çoğunluğunun öz çıkarları gereği toplumsal katılım ve Almanca edinimi istediklerini göstermektedir. Zorunlu kurslar cazip sunularda bulunmak ve müşteri yönelimli olmak yerine, kapsamlı cezalandırma tehditlerine ve haklardan mahrum etmeye yöneliyor. Kursların zorunlu niteliği yapıcı değil, çünkü o motivasyonu olumsuz etkiliyor ve insanların damgalanmasına neden oluyor. Kursların zorunlu niteliği aynı zamanda vahim bir biçimde Müslüman göçmenleri genel şüpheli konumuna sokan ve sonuçta ırkçı düşman imgelerine yarayan toplumsal bir güç dengesini yeniden üretir. Zorunlu kursların mantığı, anayasa savunucusu bizlerin, eksikleri olan ve potansiyel tehdit oluşturan, sömürgecilik sonrası dünyadan gelen sığınmacı ve göçmenlerin, daha üst konumda bulunan Alman yönetici kültürüne uyumlandırılması ve “entegre olmak istemeyenlerin” geri gönderilmesi gerektiğinden hareket eder. Eğitmeye, testlere ve yaptırımlara odaklı, seçici ve baskıcı bir entegrasyon politikası, cumhuriyetçi bir düşünce olarak bağımsız ve eşit birlikte yaşam düşüncesiyle bağlarını koparmıştır.