Prof. Dr. Peter Rödler
Koblenz-Landau Üniversitesi
Bömermann tartışmayla bağlantılı olarak, özgürlük ve kültür arasındaki ilişkiyi derinleştirerek tartışmaya açmak gerekiyor. Bu sorunun arkasında ilkesel bir karar duruyor: Kültür önkoşulsuz olarak bireysel eylemin ifadesi midir yoksa ortak bir kültür cağrafyasına katılım bireysel özgürlük ve kültürün önkoşulu mudur?
Birinci durumda getirilen her sınırlama bu bireysel özgürlük kültürünün ihlalidir: ‘every thing has to go!’
İkinci durumda bağımsız insanların birbiriyle verimli karşılaşmasının temeli olan özgürlükçü bir kültür önkoşulu oluşturur. Bu, söz konusu kültürü içeren söylemin, bireysel özgürlük söyleminin temel önkoşulu olduğunu belirtir.
Bu temel söylemde konu bireysel bağımsızlığı engellemeden, bir kültür içerisinde yönelimin (‘yer edinmenin’) ne denli mümkün olduğudur. Öyle ki yasal düzenlemelerin ve hatta takibe almanın bu kültürel yönelimi oluşturamadığı görülebiliyor. Çokkültürlülüğü giderek artan ortak bir yaşamda özgürlüğün sınırlandırılması gerekliliği, yalnızca farklı düşünen insanların birbirinin onurunu karşılıklı olarak kabul etmekten doğan özsınırlandırmanın bir sonucudur.