Ela Salihoğlu
Ben Ela, Farnham adında Surrey bölgesinin küçük bir kasabasında erkek kardeşim Deniz, annem Şebnem ve babam Mehmet Salihoğlu ile birlikte yaşıyoruz. Ben 12, Deniz ise 10 yaşında. Guildford’ta Tormead kız okulunda 7. Sınıftayım. Okul ve derslerim dışında her hafta yüzme, tenis ve jimnastik yapıyorum. Cumartesi günü Türk Okulunda Türkçe ve matematik öğreniyorum.
Yaz tatillerimi ailem ile birlikte genelde Türkiyede geçiriyoruz. Orada en çok kuzenlerim ile Birlikte gittiğimiz tatillerden zevk alıyorum. Birlikte denize girip, sohbet ederek çok güzel zaman geçiriyoruz eğer Türk okuluna gitmeseydim belki de kuzenlerim ile iletişimim bu kadar rahat olamayacaktı.
İngiltere’de yaşadığım için mutluyum ama ailem belki de birgün Türkiye de yaşamamızın mümkün olduğunu söyleyince hem seviniyor hem üzülüyorum. Çünkü buradaki arkadaşlarımı ve Evimi çok özlerim. Ama annanemler, teyzemler ve dayımlar ile birlikte olmak ta çok güzel olur diye düşünüyorum.
Ingiltere’de ki okullar Türkiye’ye göre daha iyi, gecen yıl kuzenlerimin okulunda 3 gün geçirdim Ve oradaki çocuklar çok gürültülüydü okulun içinde merdivenlerde koşuyorlardı derslerde öğretmenlerini dinliyorlardı ama yine de orada öğrenci olmak istemediğimi düşündüm.
Türkiye de Trafik te arabalar kırmızı ışık ta bile geçip sürekli korna basıyorlar yayalara kimse yol vermiyor bu nedenlerde Türkiye’de yaşamak isteğimi azaltıyor. Sanırım İngiltere de eğer yazları hava daha sıcak olsaydı annemler bile burada kalmak isterlerdi.
Annem ve babam Türk olmasına rağmen İngilizce Konuşurken kendimi daha iyi anlatığımı hissediyorum bu da sanırım, Burada doğduğum için, okulda, evin dışında İngilizce Konuştuğum için olabilir O Yüzden ailem onlarla Konuşurken Türkçe konuşmamı istiyorlar.
İNGİLTERE ve diğer Türkiye dışında yaşayan arkadaşlarıma Söylemek istediğim şey eğer varsa çevrelerindeki Türk okullarına gitsinler ve evlerinde Türkçe konuşup Türkçe kitaplar okusunlar o zaman Türkiye ye gittiklerinde veya akrabalarıyla rahat iletişim kurabilirler.
Aysel Turaçlı
Ben Aysel 10 yaşındayım. Ingiltere’nin çok güzel bir yeri olan Guildford’da yaşıyorum. 13 yaşında bir abim var. Ikimizde Türkiye’de doğduk. Benim doğduğum sene Ingiltere’ye gelmişiz.. Babam daha önce bu ülkede yaşamaya başlamış. Evde anne ve babamla Türkçe abimle bazen Türkçe bazen Ingilizce konuşuyorum. Dışarda arkadaşlarımla ingilizce konuşuyorum. Türkiye’ye her sene yaz tatili için gidiyoruz ve aile büyüklerimizle Anneannem, dedem, teyzelerim, dayılarım, amcam, halam, babannem, kuzenlerim ve arkadaşlarımla çok güzel zaman geçiriyoruz. Türkiyede aile ilişkileri çok güzel. denizi, havası, tarihi yerleri, camiileri tabiiki en önemlisi tereddüt etmeden yediğimiz yemekleri benim için çok önemli. Bu ülkede hiç bir akrabamız yok. Sadece 4 kişilik ailemiz var. Bu nedenden dolayı bizim eğitim durumumuza göre annemler Türkiye’ye dönmeyi düşünüyor, Çünkü onlar bizim eğitimimiz için bu ülkeye gelmişler.
Ben Guildford’da Holly Trinity School’a gidiyorum. 6.ci sınıfdayım. Sınıfımızda 20 öğrenci var. Okulumuzun öğretmenleri çok yardımsever ve çok iyiler. Istediğimiz her şeyi rahat olarak sorabiliyoruz. Onlarla ve arkadaşlarımla ilişkilerim çok iyi. Sınıfımızda bir çok değişik ülkeden gelen arkadaşlarım var. Iranlı, Hindistanlı, Çinli, Arabistanlı, Pakistanlı, Ispanyol, Alman. En çok Neya, Aisa, Morgan, Yashar, Ela, Suzanne ve Saedle iyi arkadaşım onlarla daha fazla zaman geçiriyorum. Okulumuz pilot okullardan biri. Bütün çalışmaları okulda yapıyoruz. Eve ödev vermiyorlar. Iyi gibi görünsede ne yaptığımızı ailemiz takip edemiyor. Okulumu çok seviyorum. Sabah 8.45 de başlıyor ve 15.15 de bitiyor. Okulumuzun kuralları çok güzel, oyun zamanlarında öğretmenler bizimle bahçede bekliyor. Yemeklerimizi sadece öğlen tatilinde yemekhanede yiyebiliyoruz. Büyük bir sorun, beden derslerinde üstümüzü giyinirken arkadaşlarımızın dikkat etmedikleri. Yabancı çocuklar bizim kadar her şeye dikkat etmiyorlar. Her konuda çok rahatlar. Eğitim bizim geleceğimizi hazırlayacağı için çok dikkat etmemiz gerekiyor. Ben doctor olmayı ve Türkiye’de çalışmayı çok istiyorum. Bunun içinde çok çalışıyorum. Bu ülkede istediğiniz meslek için önceden program yapabilirsiniz ve ona göre çalışabilirsiniz. Türkiye’de çok farklıymış. Orada sadece bir sınavla belli oluyormuş.
Ingilterenin beğendiğim ve beğenmediğim yönleri var beğendiğim yönleri çok sessiz bir ülke. Trafik kuralları çok iyi, hiç araba düdüğü duymassınız. gittiğiniz her yerde insanlar sıralarını bekler ve birbirlerine selam verirler. Tanımasanızda yolda yanınızdan geçen insan selam verir. Her türlü sporu yapabilirsiniz. Üzücü yönleri ise komsular birbirini tanımazlar. Aile büyüklerini ziyaret etmezler, Anneanneler ve babanneler benim anneanem gibi torunlarına bakmıyorlar. Misafir sevmiyorlar, akrabaları ölünce hiç üzülmüyorlar içki içip eğleniyorlar, çok yaşlı anne ve babalarına bakmıyorlar. Yemek kültürü çok zayıf. Benim arkadaşlarım aksam ailece yemek yemezler, herkes tabağını alıp koltukda yiyor. Taze yemek yapmazlar genellikle buzluk yemekleri yerler. Bizim gibi büyüklerinin ellerini öpmezler ve küçükler bile büyükleri ismiyle çağırırlar. Çarşılar aksam 5 de kapanır oda hiç güzel değil. Ingiltere’ninde Turkiye gibi bir çok değişik güzel yerleri var. Guildford çok eski tarihi bir şehir, çok güzel bir kalesi var. Binalar eski ama boyanmış. Hep okumuş zengin insanlar yasıyor. Bu bölgenin dışında Reading, Alderhot, Londra, Portsmouth, Britain, Kingston, Wokingham gibi bir çok yerlerini gezdim. Bir çok müze ve tarihi yerlerini gördüm.
Sosyal çevremi oluşturan arkadaşlarımla genellikle Ingilizce konuşuyorum. Eğer Türkiye’den yeni gelen arkadaşım varsa Türkçe konuşuyorum. Ben spor olarak Buz pateni, Tenis ve yüzme yapıyorum ve ayrıca piyano dersi alıyorum. Boş zamanlarımda Türkçe ve Ingilizce hikayeler okuyorum Türkçe günlük yazıyorum. Türkçe filmler izliyorum.
Bizim gibi başka ülkede doğup büyüyen ve yaşayan arkadaşlarımıza önerim önce kendi aileleriyle ve kendileriyle gurur duymaları, eğer bizim Türk kurallarında varsa ve diğer insanlar dalga geçiyorlarsa kabul etmesinler. Örnek ilk zamanlar benim beslenmemle dalga geçiyorlardı ve ben aldırmadım şimdi kendileri ben den istiyor. Çünkü bizim kültürümüz ve Ülkemiz her yerden çok güzel. Arkadaşlarımız mutlaka Türkçe ve Türk kültürünü öğrensinler çok önemli. Türkiyede’ki bütün akrabalarını tanısınlar. Eğer öğrenmezseler Türkiye’de akrabalarıyla anlaşamazlar ve Türkiye’yi tanıyamazlar.
Bende başka ülkelerde yasayan arkadaşlarımdan orada yaşarken çevrelerinden ve bulundukları ülkeden nasıl etkilendiklerini öğrenmek isterim. Ben bu ülkede yaşarken Türkiye’yi kendi ülkemi, daha çok seviyorum.
Buradan bütün Türk arkadaşlarıma selam ve sevgilerimi gönderiyorum.