Afrika’da dönüştürücü ve kapsayıcı bir eğitim sistemini geliştirmek amacıyla Güney Afrika’da Southern Sun Hotel’de düzenlenen Kıtasal Eğitim Konferansının delegeleri olarak bizler, Afrika kıtasında eğitimin geleceğini şekillendiren önemli unsurları ele alma kararlılığımızı beyan ediyoruz.
Temel ilkelerimiz şunları içermektedir:
• Bir Yetkinleşme Aracı Olarak Eğitim:
Eğitimin bilgi edinmenin ötesine geçerek sosyal, ekonomik ve siyasi dönüşümü hızlandıran güçlü bir yetkinleştirme aracı olduğuna inancımız tamdır. Nelson Mandela’nın haklı olarak ifade ettiği üzere: “Eğitim, dünyayı değiştirmek için kullanılabilecek en güçlü silahtır”.
• Demokrasi, Özgürlük ve Eğitim:
Demokrasi özgürlük ve eğitim arasındaki ayrılmaz bağın bilincinde olarak, sağlam bir eğitim anlayışının temel dayanakları olarak demokratik ilkeleri destekleme ve özgürlüğü koruma kararlılığımızı vurguluyoruz.
• Eğitimin Kolonizasyonu ve İstilası:
Tarihsel sınırlamalardan kurtulmak için sömürgeleştirmenin eğitim üzerindeki etkisini ele almak çok önemlidir. Afrika’nın farklı perspektiflerini, ekonomik koşullarını ve anlatılarını yansıtan karşılanabilir bir modeli teşvik ederek eğitimi sömürgecilikten arındırmaya kararlıyız.
• Apartheid’in Kalıntılarından Kurtulmak:
Apartheid’ın süregelen kalıntılarının üstesinden gelmek için, eğitime eşitlikçi bir yaklaşımla mücadele etmek elzemdir. Eğitim, tarihsel eşitsizlikleri ortadan kaldırarak uzlaşma ve yetkinleştirme için bir araç olarak hizmet etmelidir.
• Kültürel Bağlamın Önemi:
Eğitim modellerinin Afrika’nın zengin ve çeşitli kültürel değerleri ve ihtiyaçları ile uyumlu hale getirilmesinin büyük önem taşıdığının altını çiziyoruz. Bu uyum, eğitimin sadece güncel değil aynı zamanda kapsayıcı olmasını ve özgün kimliklere ve geleneklere saygı gösterilmesini sağlar.
• Dil Hassasiyeti:
Dilin eğitimde hassas bir konu olduğunun bilinciyle, dil açısından kapsayıcılığı taahhüt ediyoruz. Başarılı bir eğitim ancak dil bariyerleri ortadan kaldırıldığında gerçekleşebilir ve eğitimin hangi dilden olursa olsun herkes için erişilebilir olmasını sağlar.
•Eğitime Yatırım:
Eğitime yatırım yapmanın hayati bir ihtiyaç olduğunun altını çizerek, üç yönlü bir yaklaşımla kaliteli eğitim ortamlarının sağlanması için yeterli kaynakların tahsis edilmesini savunuyoruz.
• Kaliteli Eğitim için Koşulların Oluşturulması:
Eğitim ortamları için temel hizmetlerin önemini göz önünde bulundurarak, elverişli koşulların yaratılması gerektiğinin altını çiziyoruz. Su ve elektrik gibi temel hizmetler, kaliteli eğitim için elverişli bir ortam yaratacak şekilde değerlendirilmeli ve garanti altına alınmalıdır. Çalışmalarımızı, ubuntu etiğinden ilham alarak eğitim hakları doğrultusunda yönlendiriyoruz.
• Çocukların Sosyal Sermayesi:
Çocukların sosyal sermaye olarak kabul edilmesi, eğitimi gelecek nesillerin güçlendirilmesine yönelik bir yatırım olarak görme taahhüdümüzün temelini oluşturmaktadır.
Değişen Eğitim Trendleri:
Çocukların okul dışında kalmasının yarattığı zorlukların üstesinden gelmek için değişen ihtiyaçlara cevap verebilecek uyarlanabilir stratejiler gerekmektedir. Değişen trendlere hızlı bir şekilde yanıt vermeye, teknolojiden yararlanmaya ve yenilikçi yaklaşımlar benimsemeye kararlıyız.
Katılımcı Eğitim:
Eğitime yönelik katılımcı bir yaklaşımın öneminin vurgulanması, kapsayıcılığı ve katılımı teşvik edecektir. Eğitim; öğrencilerin, toplulukların, öğretmenlerin ve sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla eğitim süreçlerini şekillendirdiği işbirlikçi bir süreç olmalıdır.
Politik ve İnsani Hakların Bağdaştırılması:
Politik hakların ve insani hakların arasındaki bağın tanınması, eğitimin bütünsel doğasını güçlendirmektedir. Kapsamlı bir eğitim sistemi sadece bilgi dağıtmaz, buna ek olarak adalet, eşitlik, insanlık onuru ve iyi yönetim gibi değerleri de öğretir.
• İletişim ve Dayanışma Ağlarının Oluşturulması:
Eğitim Enternasyonali (EE) ve farklı bölgesel sorumlu kurumlarla işbirliği yapmak, meşruluk kazanmak bakımından temel öneme sahiptir. Eğitimciler ve ilgili diğer taraflar arasında iletişim ve dayanışma ağlarının oluşturulması ve Afrika Birliği protokollerinden faydalanılması yoluyla Afrika’daki eğitim hedeflerimize yönelik çabalarımız güç kazanacaktır.
• Yoksulluğun Azaltılması:
Eğitimi, toplumların ve bireylerin ekonomik bağımsızlığını elde etmesi için gerekli olan temel faktör olarak tanımlıyoruz.
• Çeşitlilik için Ortak Girişimler:
Göçmenler ve mülteciler de dahil olmak üzere farklı geçmişlere sahip kişiler arasında ortak girişimleri teşvik etmek, kültürel anlayışı ve işbirliğini destekleyerek dünya çapında çeşitliliği yücelten uyumlu bir eğitim ortamı oluşturur.
•İlk Beş Yılın Önemi:
Yaşam boyu öğrenme ve başarı için temel oluşturan kaliteli okul öncesi eğitime duyulan ihtiyaç, çocukların hayatlarının ilk beş yılının kritik önemine işaret etmektedir.
•Güvenlik ve Eğitim Arasındaki İlişki:
Eğitim ve güvenlik kavramlarının tanınması, güvenlik ve etkili bir eğitim modeli arasındaki karşılıklı bağımlılığın önemini vurgulamaktadır.
• BM Eşitlik Konseyine Etki Edilmesi:
Adil bir değerlendirme yapılmasını savunuyor ve çifte standartların ortadan kaldırılması çağrısında bulunuyoruz. Eğitim alanındaki eşitsizliklerin giderilmesi ve eşitlikçi bir yaklaşımın teşvik edilmesi için BM Konseyi ile aktif katılım ve işbirliğini teşvik ediyoruz.
• Projelerin Uygulanmasında Yapısal Yaklaşım:
Projelerin uygulanmasına yönelik yapısal yaklaşım, eğitim girişimlerinin etkili bir şekilde hayata geçirilmesi için elzemdir. Tüm eğitim projelerinde sistematik planlama, şeffaf süreçler ve hesap verebilirliğe duyulan ihtiyacı vurguluyoruz.
• Mülteci Çocukların Eğitime Erişimi
1998, 1996 ve 2008 yıllarında atılan olumlu adımlar takdir edilmekle birlikte, sözleşmeler ile politika uygulamaları arasındaki boşlukların doldurulması ihtiyacı üzerinde durulmaktadır. Mülteci çocukların eğitime erişimde karşılaştıkları kendine özgü güçlüklerin farkındayız. Eşitsizliğin giderilmesi ve eğitim olanaklarından yararlanmanın sağlanması için çabalar artırılmalıdır.
• Eğitimin Özelleştirilmesi
Herkes için kaliteli eğitime erişimin sağlanmasının önemini kabul ediyor ve eğitimin toplumun tüm üyeleri için erişilebilir kalması gerektiği ilkesini vurgulayarak özelleştirmenin kamu tarafından finanse edilen eğitimin yerine geçmemesi gerektiğini belirtiyoruz.