Türkiye bir deprem ülkesi olduğu için neredeyse hepimiz bu acıyı tatmış ve yaşamışızdır. 6 Şubat 2023, saat 4.17’ydi. Herkes bir korkuyla uyandı. Kimisi çocuğuna, kimisi eşine koştu. Bu deprem sarsıntısından sonra herkes uyanmıştı ve dışarıdan çığlık sesleri geliyordu. Kimisi evini kaybetmiş, kimisi çocuğunu, kimisi annesini-babasını…
Acılı bir sabaha uyanmıştık, hızlı bir şekilde telefonlarımızı alıp dışarıya çıktık. Etrafta zifiri karanlık vardı ve bebeklerin ağlama sesleri. Ayrıca insanların çığlık sesleri geliyordu. Dışarıda durmak bilmeyen bir yağmur, çok şiddetli bir fırtına vardı. Evden çıkarken hepimiz terliksiz, çorapsız bir şekilde ıslak yerlere bastık, başka çaremiz yoktu. O sırada ikinci büyük deprem başlamıştı ve şiddetini aşırı bir şekilde arttırmıştı. Herkes dışarıda ne yapacağını bilmiyordu. Çok korkmuştuk, kardeşimle birbirimize sarılıp arabaya bindik. 4 kardeş olduğumuz için evden çıkmak biraz zor olmuştu ama başarmıştık. Annem, babam ve kardeşlerimle birlikte arabamıza binip, üstümüze herhangi bir bina yıkılmaması için boş bir arazi bulmaya çalıştık. Ne yazık ki yollar o kadar doluydu ki, kimisi çocuğuyla yağmurdan sığınacak yer arıyor, kimisi ailesiyle kaçacak bir yer…
Hızlı bir şekilde anneannemlerin evine bakmaya gidiyorduk ki önümüzdeki köprü ortadan ikiye ayrıldı. Tüm arabalar korna çalıyordu, herkes geri dönmeye çalışıyordu. Tam o anda benim oturduğum pencere tarafına bir araba çarptı. Çok korkmuştuk ama neyse ki bir şey olmamıştı. Hemen geri dönüp boş bir yer bulup, orada beklemeye başladık. Sabah olana kadar orada bekleyecektik gibi görünüyordu, başka çaremiz yoktu. O anda dayım arabası ile bize bakmaya gelmişti. Köprünün yarıldığını görmemiş ve çok büyük riskle üstünden geçmişti. Anneannemleri sorduk, onlarla birlikte bir seranın içinde yağmurdan korunmaya çalışıyormuş, ama iyi olduklarını öğrenince içimiz rahatladı.
Dayım gitti, annemler eve fenerle girip, bize çorap ayakkabı, mont almaya gittiler. Sonra hepimiz onları giyip birbirimize sarıldık, galiba tam o anda ailemin değerini daha iyi anladım. Nasıl her kötü gecenin bir sabahı varsa, sabah olmuştu, ama hiçbir şey değişmemişti. Çoğumuz bu felaketi sadece biz yaşadık sanıyordu, ama tam 11 ilimiz etkilenmiş. Depremin ikinci günü ceset kokuları, evlat acısıyla ağlayan anne sesleri vardı. 1 ay böyle kaldı. Sonra imkanlarımızla çadır aldık, iki ay çadırda kaldık, biraz bu duruma alışmıştık. Tam 4 ay 15 gün olmuş ve herkes acısını kalbine gömmüş.