Schirn Kunsthalle Frankfurt müzesi, Nazi rejiminin dışladığı, aşağıladığı “Soysuz Sanat” olarak
yaftaladığı sanatçıların eserlerini 4 Mart – 6 Haziran 2022 tarihlerinde sanatseverlere sunuyor.
1933’te iktidara gelen Naziler 1945 savaşta yok edilene kadar Almanya’da tüm sanat etkinlikleri kontrol altına aldılar. Joseph Goebbels tarafından 22 Eylül 1933’te çıkarılan kanunla “İmparatorluk Kültür Odası ve İmparatorluk Güzel Sanatlar Odası” [Reichskulturkammer ve Reichskammer der bildenden Künste (RKK)] adı altında, tüm kültür ve sanat etkinlilerini kontrol etmek, hizaya getirmek, sanatçıların sosyal ve ekonomik konularını yönlendirerek baskı altına almak amacıyla kuruldu.
Özellikle dinleri, ırk aidiyetleri ve politik görüşlerinden dolayı baskı ve tehdit altına alınan sanatçılar ülkelerini terketmek, sürgüne gitmek zorunda kaldılar. Sergi, esas sorun olarak sanatları aşağılanan, sanatlarını icra etmeleri engellenen, sergi açtırılmayarak yaşam alanaları yok edilen, buna rağmen ülkeyi terketmeyip yurtlarında kalan sanatçıların ne gibi zorluklarla karşılaştıkları, geliştirdikleri stratejilerle, çözümler yaratarak, boyun eğmeden ve rejime yanaşmadan ve onu redederek varoluşlarını sürdürmelirini göstermeyi amaçlıyor.
Yaşam ve çalısma şart ve olanakları ellerinden alınan sanatçıların, toplumdan izole edilmeleri, yapıtlarını topluma ulaştıramama ve sanat çevreleri ile temas kuramamaları yapıtlarını belirleyen en önemli etkenlerdi. Bunların sonuçunda da “dışlanma” ya da “içe dönme, iç göç” durumları oluştu. Bu da her sanatçının sahip olduğu kişisel şart ve olanaklar nedeniyle ayrı ayrı incelenmesi gerekir.
Sergide 14 sanatçı var. Eserlerinde yalnızca ilgisizlik, durgunluk ve umutsuzluk konuları değil, baskıcı Nazi rejimine karşı çıkışlarının, her sanatçının özgün şekilde betimlemeleri de var. Ağırlıklı olarak tek oluşu, tekiliği, sanatçı kişiliği vurgulamak amacıyla ne konusal/içerik, ne de tarihsel/kronolojik sıralama gözetilmemiş. Herhangi bir sanat akımı olarak sınıflandırmak yerine, her sanatçının kişisel tavrını/ duruşunu yansıtma amacıyla yaklaşık 140 tablo, heykel, çizim ve fotoğraflarla Nazi rejiminin resmi anlayışı dışında varolan, ne yazık ki halktan, sanatseverlerden uzakta kalmak zorunda olan Sanatçılar: Willi Baumeister, Otto Dix, Hans und Lea Grundig, Werner Heldt, Hannah Höch, Marta Hoepffner, Karl Hofer, Edmund Kesting, Jeanne Mammen, Ernst Wilhelm Nay, Franz Radziwill, Hans Uhlmann ve Fritz Winter.
Schirn Müzesi, eserleri resmi ve özel kolleksiyonlar, Berlin Milli Galeri, Dresden Devlet Sanat Kolleksiyonları, Nürnberg Alman Milli Müzesi, Köln Ernst Wilhelm Nay Vakfı, Jeanne Mammen Vakfı, Berlin Şehir Müzesi ve Stuttgart Sanat Müzesi’nden aldı.
Schirn Müze müdürü Dr. Philipp Demandt: “Kimseye Sanat” özel, özgün bir isim, sergi de özel bir sergi. Zaman dilimi olarak 1933 – 1945 yıllarını içeriyor. Alman sanat tarihi açısından meydan okuyan, karmaşık bir zaman dilimi. Sürgündeki sanatçılar üzerine son yıllarda önemli araştırmalar yapıldı. Aynı şeyi Almanya’da kalıp yurtdışına gitmeyen sanatçılar için söylemek olanak dışı Ve hâlâ bu konuda yeterli araştırmaya istekli de değiliz. Bu sergi ile bugüne kadar süren çekingen şüphecilik tavrını bırakarak, o yıllardaki güç sartlar altında oluşan sanatı ve sanatçıları daha iyi anlamak, anlatmak amacındayız. Böylelikle Schirn bir kez daha, 20 yüzyıl ile günümüze köprü kurmaktadır…
Serginin küratörü Dr. Ilka Voermann: Nazi rejimi döneminde Almanya’da kalan sanatçıları herhangi bir akım yada sanat grubu içine koymak çok kolay değil. Bazı yapıtlar ilgi görüyordu ama yapılışı sırasında nasıl bir süreçten geçtiğini bilemiyoruz. Günümüze kadar sanatçı ve yapıtları yeterli kadar sergilenmedi, gösterilmedi. Daha da önemlisi kritik bir yaklaşımla, çağın farklılaştırılmış göstergesi olan yaşam öykülerinin karşılaştırılması yapılmadı… Genellikle sanatçıların dışlanmaları sanatlarından daha çok hangi dinden oldukları, ırk ve soy aidiyetleri, cinsiyeti, homoseksüel olup olmadıkları yada politik görüşlerindendi.
Açıkça ortaya çıkan o ki, Nazi kültür politikasının sonucu olan sistemle uyumlu olmak, soysuz sanatçı olarak damgalanmak, propaganda türü yapıtlarla rejime hizmet etmek sanatçıların yaşam şartları, hayatın realitesi, dünya görüşleri ile uyuşmuyordu. Yapılacak her ilişkilendirme, her dışlama farklı olarak ele alınmalı ve sanatçılar ve yapıtları yakından incelenmeli…
Hans ve Lea Grundig
Almanya dışına kaçma imkânları olmasına rağmen, direnmek ve karşı koymak için yurtlarında kaldılar. Tüm tehlikelere, baskılara Yahudi ve inanmış bir komünist olan Hans ve eşi Lea Grundig Nazi rejimine karşı yeraltı faaliyetlerinde bulundu. Yaşadıklarını ve baskı ortamını olacakları bilen bir ileri görüşle, güzelleştirmeden yalın bir gerçeklikle yapıtlarında yansıttılar. Hans Grundig’in sanat açısından en üretken ve verimli dönemi 1933’dan 1940’a kadar tutuklu kaldığı Sachsenhausen toplama kampında oldu. İzolasyon, tehdit ve korkuları betimleyen “Ayılar ve Kurtlar” tablosu ve “Hayvanlar ve İnsanlar” adlı gravür serisi bu döneme aittir.
Lea Grundig vatana ihanete hazırlık suçlamasıyla tutuklanır. Bu dönemde yaptığı antifasist grafik yapıtları serisinden bazıları: Suçlu yine Yahudi, Gamalı Haç Altında vb…
Ayrılıklar, toplama kampında geçen tutsaklıklar, kaçma zorunluğu… Savaş sonrası 1949’ta Dresden’de tekrar bir araya geldiler. Ömürlerinin kalan kısmını Almanya’da geçirdiler…