Christian Filko | Viyana Pedagoji Yüksekokulu
Avusturya Tarih Dersi Kitaplarında Entegrasyonun Sunuluşu
1. Politikada ve okulda konu olarak
Entegrasyon yalnızca Avusturya hükümet koalisyonunu bölmekle kalmayan, ayrıca toplumsal kutuplaşmaya da yol açan, iç ve dış politikanın çoktan daimi konularından birine dönüştü. Avusturya hükümetinin – ve Avrupa Birliği’nin – göç politikası üzerine medyada yürüyen tartışmalar, göç ve sığınma konusunu her şeyin üstünde duran bir konu haline getiriyor. Sığınma talebinde bulunan Afganların ülkeye alınmasını ya da ülkeden ihraç edilmesini irdeleyen son tartışmalar, bu politik alanın önemini açıkça ortaya koyuyor. Özellikle de suç işleyen sığınmacıların ‘başarısız entegrasyonu’ üzerine yürüyen sıcak tartışmalar medyadaki söylemi giderek sertleştiriyor. Medyanın yanı sıra özellikle bir kurum olarak okula genç insanlar için ana bilgi edinme kaynağı olma görevi düşüyor. Dolayısıyla entegrasyonun derste nasıl aktarıldığını incelemek büyük bir önem taşıyor. Bu amaçla, Mayring yöntemiyle (bkz.: Mayring 2015), nitelikli bir içerik analizi çerçevesinde Avusturya’da tarih dersi ve yurttaşlık bilgisi/politik eğitim (GSP) için devlet onaylı yedi ders kitabının göçmenlerin entegrasyonunu nasıl tanımladığı araştırıldı.
Göç ve entegrasyon konularının ele alınışında özellikle tarih ve politika dersi, ama ayrıca içeriksel yakınlığı olan coğrafya ve ekonomi bilgisi ya da etik dersi taşıyıcı bir işlev üstleniyor. 2016’da ortaokullar ve örgün eğitimin alt sınıflarındaki GPS için güncellenen müfredatta göç kendi başına bir bölüm oluşturuyor. Bu, göç, sığınma ve entegrasyon kavramlarının ele alınmasının yanı sıra, “göç nedeniyle göç veren ve göç alan ülkelerde aşılması gereken zorlukların incelenmesi ve olası çözümlerin tartışılmasını” ve de “19. yüzyıldan günümüze kadar yaşam öyküleri örneklerinden hareketle göçün anlatılmasını” öngörüyor (BMBF 2016, o.S.).
2. Tek taraflı bir süreç olarak entegrasyon mu?
Entegrasyonun tanımlanması kitaplarda belirleyici bir rol oynuyor. Metinlerdeki birçok bölümde ise, entegrasyonun, göçmenlerin toplumla birleşmesi ya da uyum sağlaması için tek taraflı bir süreç olarak kavrandığı öne çıkıyor. Özellikle kültür kavramı, Zeitbilder kitabındaki şu örneğin de gösterdiği gibi, ne ifade ettiği açıklanmadan birçok kez kullanılıyor:
“Olumlu bir birliktelik için onlara [göçmenlere] göç alan ülkede geçerli politik ve kültürel değerleri öğretmek gerekli” (Wald et al. 2017, 80).
Bu bölüm göç alan toplumun tam tanımlanmayan “politik ve kültürel değerlerine” göçmenlerden beklenen uyumu açıkça ortaya koyuyor ve göç alan ülkenin bir kültürü olduğundan hareket ediyor. Göç alan toplum ile göçmenlerin karşı karşıya konulmasını Querdenken adlı kitapta da görmek olanaklı. Bu kitapta göçmenlerin uyumu entegrasyonun hedefi olarak tanımlanıyor:
“Göç alan devletler genelde göçmenleri entegre etmeye, yani toplumlarına dahil etmeye çalışıyor. Buradaki hedef çoğu kez bir uyum sağlanmasıdır […]. Ancak bunu başarmak kolay değil” (Brait et al. 2017, 145).
Entegrasyon kavramının uyum şeklindeki problemli çevirisinin yanında, “bunu başarmak kolay değil” sözlerinin dayanağını sormak gerekir. Ayrıca göç alan devletler ayrım yapmadan göçmenlerin entegrasyonu karşısında olumlu tutum sergileyen bir pozisyonda gösteriliyor, nitekim göçün hedefindeki ülkelerin, “genelde göçmenleri entegre etmeye” çalıştığı iddia ediliyor.
Entegrasyonun bir diğer sorunlu tanımını Genial Duo adlı kitapta bulmak olanaklı. “Entegrasyon şunu ifade eder: Avusturya’ya gelen bir kimse Almanca öğrenir, yasalara ve Avusturya kültürüne saygı duyar” (Maukner et al. 2020, 111). Entegrasyonun, göçmenlerin göstermesi gereken bir çaba olarak anlatılmasındaki tek taraflılığın yanında, bu noktada da “Avusturya kültürünün”tanımlanmaması eleştirilmelidir. Almancaya hakim olmak ya da Almanca öğrenmek neredeyse bütün kitaplarda başarılı bir entegrasyonun zorunlu bir öğesi olarak konu ediliyor. Denkmal adlı yayında da Avusturya yasalarına uymak entegrasyonun önkoşulu olarak belirtiliyor:
“Entegrasyonun başarısı için herkes için aynı kurallar geçerli olmalı. Göçmenler de Avusturya hukuk sistemini benimsemeli” (Lang et al. 2020, 90).
Bu koşula değinmek sorunlu görünüyor, çünkü o göçmenlerin eğilimsel olarak hedef ülkenin yasalarına uymadıklarını içende barındırıyor. Ama entegrasyonun göçmenlerin göstermesi gereken tek taraflı bir çaba olarak tanımlanmasının yanında, incelenen kitaplarda göç alan toplumu entegrasyon sürecinde en önemli bileşen olarak gören bölümler var. Yaşam alanı okula dönük olarak Bausteine adlı kitapta şu yer alıyor: “Entegrasyon gerekleşecek ise, yerli ve göçmen öğrenciler birbirlerinin yaşam tarzına saygı duymalı” (Bachlechner et al. 2016, 45). Meine Geschichte okul kitabında entegrasyon göç alan toplumun da bir görevi olarak tanımlanıyor: “Öte yandan bu ülkenin toplumu yeni ortama girmeleri için sığınmacılara yardım etmeli” (Paireder & Hofer 2017, 128).
3. Göçmenlere karşı önyargılar
Birçok kitapta dile getirilen bir diğer görünüm, göç toplumunda göçmenlere karşı varolan önyargılardır. Denkmal okul kitabında bu durum şöyle tarif ediliyor: “Hedef ülkelerde yeni gelenlere karşı sıkça korku ve önyargılar doğar (Lang et al. 2020, 82)”.
Geschichte für alle adlı kitaptan alınan aşağıdaki kesit, eski konuk işçilerin ardıl kuşaklarının iyi entegre olmuşluğu örneğini, önyargı ve yabancı düşmanlığı sorununu gözler önüne seriyor:
“Eski ‘konuk işçilerin’ aileleri bugün Avusturya’da yaşayıp çalışıyor, onlar vergi ödüyorlar ve entegre oldular. Avusturya vatandaşlığına geçtiler. Onlar dış görünümleri ve dilleri nedeniyle çok sık ‘yabancı’ olarak algılanıyor. Bu nedenle onların birçoğu önyargılarla savaşmak zorunda kalıyor […].” (Monyk et al. 2017, 93).
Bu örnek yabancı düşmanlığının çok uzun süredir bu devletin içinde yaşayan ve iyi entegre olmuş grupları da hedef alabildiğini gösteriyor ve ayrıca tarih öğrenimini – Avusturya’nın konuk işçiler bağlamında göç tarihini – önyargılar ve yabancı düşmanlığı üzerinden politik öğrenimle birleştiriyor.
Querdenken kitabında yer alan şu bölüm ise göç karşıtı tutum sergileyenlerin perspektifine ışık tutmaya ve bunun için nedenleri göstermeye çalışıyor, tarih didaktiğinin çok perspektiflilik ilkesinden bakıldığında bunu olumlu değerlendirmek mümkün:
“Devam eden göç ve artan çeşitlilik birçok insanı korkutuyor. Örneğin bazı insanlar göç nedeniyle iş ve sosyal hizmetlerin azalacağını düşünüyor. Yabancı diller ve alışkanlıklar da tedirginliğe yol açabilir” (Brait el al. 2017, 143).
Eleştirilmesi gereken nokta ise “devam eden göç” ifadesinin betimlenen korkuları arttırmasıdır, çünkü bu artan bir göç saptıyor, ancak Avusturya içinde bölgelere göre göç rakamları çok farklılık göstermektedir. Bir de “yabancı diller ve alışkanlıklar da tedirginliğe yol açabilir” sözleri de basitleştirici bir etkiye sahip ve daha ayrıntılı bir açıklamayı gerekli kılıyor.
4. Özet
Özetle, incelenen kitaplarda, herseyden önce entegrasyonun tek taraflı bir süreç olduğuna dair sorunlu anlatımın çok yaygın kullanıldığını saptamak mümkün. Özellikle entegrasyonun uyum olarak hatalı çevirisi ya da göçmenlerin Avusturya “kültürüne” katılmaları – ki bu homojenmiş gibi takdim ediliyor ve tekil şahıs kullanılıyor ve ayrıntılı olarak tanımlanmıyor – gerektiğini dile getiren talep eleştirilmelidir. Aslında entegrasyon süreçleri göç alan toplumun da görevi olarak tanımlanıyor, ne var ki o göçmenlerin tek taraflı ve uyum yoluyla gerçekleştirmesi gereken bir çaba olarak anlatılıyor. Bu ana fikir, göç alan toplumda önyargı ve yabancı düşmanlığının bazı ders kitaplarında konu edildiği olgusuyla ortadan kaldırılabilecek bir durum değildir.
Yazar hakkında
Christian FILKO, BEd BA MA.
Tarih, Alman dili ve edebiyatı ve siyasi bilimler öğreniminin
ardından uygulamalı ortaokulda öğretmen
ve Viyana Pedagoji Yüksekokulu Çokdillilik, Göç ve
İnsan Hakları Eğitimi Uzmanlık Masası’nda çalışıyor.
Ağırlık konuları: İnsan hakları eğitimi, politik eğitim,
göç ve entegrasyon, kapsama ve dışlama.
Kaynakça
Bachlechner, M., Benedik, C., Graf, F., Niedertscheider, F. & Senfter, M. (2016). Bausteine Geschichte 3, Arbeitsheft. Wien: ÖBV.
BMBF (2016). Lehrplan Geschichte und Sozialkunde/Politische Bildung. Online abrufbar unter: https://www.politik-lernen.
at/dl/mnoNJKJKonmomJqx4lJK/Gesetzesblatt_113._Verordnung_18_Mai_2016.pdf (23.08.2021)
Brait, A., Mader, S., Sommer-Hubatschke, C. & Strutz, A. (2017). Querdenken 3, 2. Auflage. Wien: ÖBV.
Lang, T., Marschnig, G. & Merz, A. (2020). Denkmal 3. Wien: E. Dorner / Westermann.
Maukner, B., Moser, M., Mychalewicz, P., Sutner, P. & Wiesinger, B. (2020). Genial Duo Geschichte – Sozialkunde – Politische Bildung 3, Infoteil. Wien: Ed. Hölzel / Bildungsverlag Lemberger.
Mayring, P. (2015). Qualitative Inhaltsanalyse. Grundlagen und Techniken. Weinheim: Beltz.
Monyk, E., Schreiner, E. & Mann, E. (2017). Geschichte für alle modular 3. Wien: Olympe.
Paireder, B. & Hofer, J. (2018). Meine Geschichte 3. Linz: Veritas.
Wald, A., Scheucher, A., Scheipl, J. & Ebenhoch, U. (2017). Zeitbilder 3. Neuer Lehrplan. Wien: ÖBV.