Camila Antero
İnsan Hakları Programı Yüksek Lisans Öğrencisi – Paraiba Eyalet Üniversitesi / Brezilya
2018’in güz döneminde, Brezilya’da Ulusal İnsan Hakları Bakanlığı’na göre 200’ün üzerinde dini hoşgörüsüzlük olayı yaşandı. Bu, insan hakları ihlali ihbarına yönelik resmi telefon hattına yapılan aramaların sayısıydı.
Çoğu bildirim, Candomblé ve Umbanda gibi Afro-Brezilya dinlerine karşı gösterilen dini hoşgörüsüzlüğe ilişkindi, ancak Hristiyanlık dinine ve diğer başka dinlere karşı da hoşgörüsüzlük bildirimleri bulunuyor. Muhtemelen yaşanan hoşgörüsüzlük vakası sayısı bunun çok daha üzerinde, çünkü bu vakaların raporlanmasında yüksek düzeyde alt bildirimler yer alıyor.
Brezilya küresel düzeyde, muazzam kültürel çeşitliliğe sahip, kendine özgü, farklı kökenlerden gelen insanların yaşadığı, farklı gelenek ve dinlerin yaşandığı bir ülke olarak biliniyor. Böyle olsa bile, kültürler arası sosyalleşme, ihbarların söylediği gibi, her zaman barışçıl ve ahenkli olmuyor. Bu dini hoşgörüsüzlük vakaları fiziksel saldırı, ibadethanelere hasar verme, sözlü saldırı, kutsal figürleri tahrip etme, cinayet ve kundaklama saldırılarını içeriyor.
Buna ek olarak, bazı kamu politikaları kendi dinini yayma girişiminden fayda gördüğünden ve kültürel azınlıkların haklarını inkâr ettiğinden Brezilya devletinin laikliği tehlikeye atılıyor. Brezilya 120 yıldır laik bir devlet ve federal anayasa ülkedeki mevcut farklı ibadethaneleri, dinleri ve inançları koruma altına alıyor. Brezilya devletinin laikliği, tüm Brezilya yurttaşları için bir hak ve ödev olmalı.
Brezilya devletinin laiklik ilkesi, dinlerin ülkede hegemonik bir kültür tesis etmek üzere devletle ihtilaf yaşamasına müsaade etmemeli, bunun yerine, farklı kültürlerin insanlar arasında barışçıl bir sosyalizasyonu teşvik etmek için sağduyu oluşturmak üzere onun ulusal siyasi yaşamın bir parçası olması gerekir. Devletin topluma kültürler arası saygıyı öğretmesi bir görevdir.
İnsan hakları eğitimi büyük öneme sahiptir ve bu şekilde, kamu politikalarının oluşturulmasında kesinlikle bir zorunluluktur. İnsan hakları eğitimi, farklılıklara ve kültürel kimliklere saygı duymayı öğretme becerisine sahip bir araç işlevi görebilir.
Brezilya örneğinde, ırkçılıkla derinden lekelenmiş bir geçmişe sahibiz. Tarihsel ırkçılık dini hoşgörüsüzlük verilerine yansıyor, çünkü raporlanan vakaların çoğu Afro-Brezilya dinlerine karşı gösterilen hoşgörüsüzlüklerden oluşuyor. Bu türden hoşgörüsüzlüğün, kaçırılan Afrikalı insanların ve Amerika yerlilerinin kültürlerini yok etmeye çalışan dini sömürgeciliğin bir ürünü olduğunu gözlemliyoruz. Bu amacı güden sömürgecilik, bu kültürlerin “şeytani” olduğunu ve insanlık için tek kurtuluş yolunun kendi inançları olduğunu söyleyen kara bir propaganda üretti. Bu türden bir söylem Brezilya’da halen popüler, fakat çatışma ve hoşgörüsüzlüğe teşvik eden, demokrasi ve toplumsal barışı tehdit eden bir nefret söylemi bu.
Candomblé tapınağı Ilê Obá Ogunté’-den Kutsal Ağaç (Iroco) kundaklama saldırısıyla yakıldı. Recife, Pernambuco, Brezilya, 2018.
Brezilya’nın bugünkü siyasi durumunda dini hoşgörüsüzlük sorunu gündemde yer alan bir konu. Siyasi temsilde, kurumlar (federal hükümetler ve ulusal hükümet, kongre ve diğerleri) ırkçılıkla ve kültürel hoşgörüsüzlükle mücadele etmeye odaklı insan hakları eğitimini kaldırmak için önerilerde bulunuyorlar. Ulusun laikliğini ve sayısız insan hakkını riske atan, (kültürel) “çoğunluğun” “azınlıklara” karşı yürüyüşünü ilerletmek isteyen bir proje söz konusu. Brezilyalıların zaaflarından faydalanan bu anti-demokratik proje çeşitli kültürlere karşı nefret propagandasında ısrar ediyor.
Bu sırada, farklı kültürlerden olan, geleneksel toplulukların parçası olan, genç, işçi ya da toplumsal hareketlerde yer alan bizler; bizler egemen sınıflara bu geriletici fırsatları vermek istemiyoruz, çünkü bizim bir belleğimiz var ve bugün sahip olabildiğimiz haklar için bizden önce mücadele edenleri tanıyoruz.
Biz, daha ziyade destekleyici çok kültürlü bir ulus inşa etme projesini izliyoruz. Okullarda, sokaklarda, kırda, ormanda, kentte, topluluklarda, fabrikalarda, cezaevlerinde, ibadethanelerde, köylerde, üniversitelerde insanların kültürel haklarının bütünlüğünü desteklemeye çalışıyoruz. Brezilya’daki kültürel hoşgörüsüzlüğe karşı mücadele etmek için yurttaşlar arasında gerçek bir diyalog ortamı ve ilkeler dizisi geliştirmeliyiz.
İnsan hakları eğitiminin, dinler, insanlar ve kültürler arası saygıyı öğreterek bu ulusal dayanışma projesine katkıda bulunma potansiyeli taşıyan önemli bir araç olduğuna inanıyoruz. Dolayısıyla, insan hakları eğitiminin öncelikle kültürel çeşitliliği, insanlar arası dayanışmayı, farklı kültürel kimliklere saygı duymayı ve insanlar arasında sağlıklı sosyalizasyonu öğretmek olduğunu aklımızda tutuyoruz.