İrem Nakazawa
Duisburg Essen Üniversitesi, Türkistik Bölümü Öğrencisi
2020 senesi hepimizin hayatını karmakarışık bir halde bıraktı. Günlük hayatımızın ritmi bir an yok olunca, kendimizi boşlukta bulduk.
Pandemi sayesinde Almanya’daki hatalar, problemler önümüze serildi. Okulların, şirketlerin, üniversitelerin, kendi evlerimizin de dijitalleşme konusunda çok geri kaldığı belli oldu. Dijitalleşme ve teknolojiye erişim açısından toplumdaki sınıflar arası farklılıklardan dolayı ekonomik yönden dezavantajlı olan insanlar ve çocuklar, lockdown süresince internet üzerinden online eğitime ya çok nadir erişmişler ya da hiç erişememişlerdir. Bu nedenle internete erişim ve dijitalleşme imkânının bir temel hak olarak veya buna benzer bir statü ile bütün insanlara eşit olarak verilmesi ihtiyaçı doğmuştur. Pandeminin sebep olduğu lockdown nedeni ile özellikle üniversiteye yeni başlayan öğrenciler, üniversite yaşamına tam olarak katılamamışlar ve uyum sorunu yaşamışlardır. Lockdown nedeni ile okullarından uzakta kalan öğrencilerin okul ve diğer arkadaşları ile bağları zayıflamış ve bu nedenle karşılaştıkları psikolojik sorunlar konusunda destek alamamışlardır. Ayrıca üniversitede psikolojik destek sağlamak için gerekli sayıda eleman bulunmamaktadır.
Lockdown nedeniyle yapılması gereken yazılı sınavlar öğretim görevlileri tarafından sürekli ertelenmiş ve sonunda da yapılamamıştır. Bu nedenle öğrenciler bir yıl kaybetmişlerdir. Sözlü sınavlar Zoom adlı internet yazılımı aracılığı ile yapılmıştır. Sözlü imtihan sırasında meydana gelen internet kesintileri nedeniyle imtihanlar aksamıştır. Bu eğitim proğramının da aksamasına neden olmuştur.
Pandemi nedeni ile yapılan lockdown öğrenci değişimi proğramlarını da aksatmıştır. Özellikle Japonya gibi uzak ülkelerdeki üniversitelerle yapılan öğrenci değişimleri kapsamında bu ülkelerdeki proğramlara katılacak olan öğrenciler, bu proğramlara internet üzerinden katılmak zorunda kalmışlardır. Bu da aradaki saat farkı nedeniyle öğrenciler açısından çok zor olmuştur. Pandemi süresince üniversite kütüphaneleri de kapalı olduğundan gerekli olan bilgi kaynaklarına da ulaşmak zor, hatta çoğu zaman imkansız olmuştur.
Pandemi ve lockdown bize internetin uzaktan eğitim için ne kadar gerekli olduğunu göstermiştir. Bu nedenle üniversiteler dijital alt yapıya gereken önemi vererek, internet altyapısını güçlendirmelidir. Kütüphaneler ve diğer bilgi kaynakları digital ortamda da öğrencilere hizmet verebilmeli, kütüphanelerde bulunan kitap, ders notu gibi bilgi kaynakları dijital ortama aktarılmalıdır. Yazılı ve sözlü imtihanların dijital ortamda da yapılabilmesine olanak sağlayan yazılımlar geliştirilmelidir. Lockdown süresince üniversite yönetimi öğrencilerin yaşayabileceği psikolojik sorunlar için gerekli psikolojik desteği sağlayacak önlemleri almalıdır.
Son söz olarak yaşlılara bilgisayar eğitimi verilmesi, bilgisayar ya da akıllı telefonların kullanıcı arayüzleri yaşlıların da rahatça kullanabileceği şekilde kolaylaştırmalıyız. Böylece yaşlı insanların da toplumdan dışlanarak yalnızlık hissine kapılmalarını önleyebiliriz. Özellikle lockdown hayatımızda bir şekilde var olan, ama şimdiye kadar pek ilişki kurmadığımız komşularımızla da daha yakın ilişki kurmamızı sağladı. Böylelikle ‘komşuluk kültürünü’ yeniden keşfetmek de pandemi ve lockdown‘un hayatımıza getirdiği olumlu bir etki oldu.