Türk Mühendis ve Mimarlar Birliği – Almanya (TMMB) Yüksek Öğrenimli Türk Göçmenler (YÖTG) Çalışma Grubu adına
Federal İstihdam Dairesi Başkanı Frank-Jürgen Weise, 2011 yılında Almanya’da, iki milyon “nitelikli” göçmene ihtiyaç duyulduğunu açıkladı[1]. Bunun üzerine kendi ihtiyaçlarını ve kabiliyetlerini iyi bilen, akademik ve mesleki olarak donanımlı bir nüfusun Almanya’ya göçünü hızlandırmak için çeşitli adımlar atıldı. 2012 yılında bu grubun oturum ve çalışma izinlerine yönelik düzenleme niteliği taşıyan Blaue Karte EU uygulaması başlatıldı[2]. Avrupa Birliği (AB) ile paralel başlayan bu süreçte Almanya, AB’den farklı olarak, belirli alanlarda uzman olan kişiler için (matematikçi, doğa bilimci, mühendis, enformasyon ve iletişim teknolojileri alanında akademisyen, doktor (diş hekimi hariç) vb.) Blaue Karte EU vizesi alma şartlarını kolaylaştırdı (örn. 2020 için yıllık 43.056 Avro brüt maaş yeterli görülüyor)[3]. Bunun da etkisi ile yıllardır Türkiye’den Almanya’ya yaşanan “beyin göçü” iyice artmaya başladı.
Bu kapsamda TMMB YÖTG Çalışma Grubu tarafından son yıllarda yaşanan yüksek öğrenimli Türklerin göçünü daha iyi anlayabilmek amacıyla Ocak-Mayıs 2020 döneminde Almanya genelinde bir anket çalışması yürütüldü. Bu makale, 422 kişinin katıldığı anketin sonuçlarına dayanmakta olup „yeni dalga göçmenler“ olarak da adlandırılan grupla ilgili çeşitli bilgiler içermektedir (anket sorularına verilen geçerli yanıtlar değerlendirmeye alınmıştır).
Anketin Çerçevesi
Bu çalışmada, Türkiye’de en az on beş yıl yaşamış ve ardından kariyer yapmak ya da yüksek öğrenim görmek amacıyla Almanya’ya gelmiş kişilere odaklanıldı. Anket soruları 5 temel başlıkta ele alındı: demografik bilgiler, Almanya’ya geliş süreci ve günlük hayat, Almanya’da çalışmak, Almanya’da öğrenci olmak ve Türkiye ile ilişkiler. İnternet üzerinden yürütülen ankette katılımcılara; lise (İstanbul Erkek Lisesi (İEL) vb.) ve üniversite (Orta Doğu Teknik Üniversitesi vb.) mezun ağlarının yanı sıra çeşitli dernek ve sosyal ağlar üzerinden ulaşıldı.
Son Yıllarda Gerçekleşen Göçe
Dair Bilgiler
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’ten alınan verilere göre 2018 yılında 84.863 Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yurt dışına göçmüşken 2019 yılında bu sayı 136.740’a çıkmıştır.[4] Diğer bir veriye göre Almanca öğrenim veren okullardan (İstanbul Erkek Lisesi (İEL), Alman Lisesi vs.) mezun olan öğrenciler arasında yurt dışına çıkma oranı da artış göstermiştir. Örneğin; 2019’da İEL mezunlarının %52,6’sı Almanya, Fransa, Kanada, ABD, Avusturya ve Macaristan’a lisans öğrenimi görmeye gitmiş olup, Alman Lisesi’nin 2019 yılı mezunlarının neredeyse tamamı (%94) üniversite için yurt dışını tercih etmiştir.[5]
Anket Sonuçlarına Dair Kısa
Değerlendirme
Almanya genelinde yapılan anket kapsamındaki çıktılar 5 başlıkta toplandı.
Demografik Bilgiler
Ankete katılan kişilerin %65’inden fazlası 2015 sonrasında Almanya’ya göç etmiş olup, 2000 öncesi gelenler %2,5’ini oluşturmaktadır. Katılımcıların yarısına yakını kadın ve %80’i Y kuşağından (1980-1999 arası doğanlar) olup, %80’inden fazlası Türkiye’deki üç büyük şehirden (İstanbul, Ankara ve İzmir) göç etmiştir.
Almanya’da Öğrenci Olmak
Katılımcıların yarısından fazlası yüksek lisans, %18’i doktora ve %13’ü lisans öğrenimlerine devam etmekte; mühendislik bölümü %50 oranla birinci sırada yer almaktadır.
Katılımcıların yarısına yakınının Almanya’da İngilizce öğrenim veren bir programa kayıtlı olmasından, bu kişilerin yeterli düzeyde Almanca bilgisine sahip olmadığı sonucu çıkarılabilir.
Lisans ve lisans sonrası öğrenim için Almanya’nın tercih edilmesinde istenilen uzmanlık alanında kaliteli üniversitelerin bulunması, sosyal imkanların iyi olması ve öğrenim sürecindeki düşük giderler gibi nedenler öne çıkmaktadır. Ayrıca Almanya’daki öğrenim sisteminde bulunup Türkiye’de uygulanması önerilenler arasında; öğrencilik sırasında ücretli staj imkanı, staj süresinin uzunluğu, uygulamalı ders sayısının fazlalığı, grup çalışması imkanı gibi yöntemler belirtilmektedir. Almanya’ya göç eden bu kitlenin, Almanya’daki
öğrenimleri süresince karşılaştıkları sorunlar da vardır. Bunlardan en sık karşılaşılanı, konaklama olarak belirtilmektedir. Maddi, entegrasyonla ilgili ve okul sisteminin farklı olmasından kaynaklı konular da öğrencilerin sıkça karşılaştığı zorluklar arasında yer almaktadır.
Almanya’da Çalışmak
Anket katılımcılarının %76’sı Almanya’ya çalışmak için göç etmiş kişilerdir. Bu kişilerin Almanya’yı tercih etme nedenleri arasında ; daha güvenli hayat, iyi eğitim sistemi, kişisel özgürlüklerin olması, daha fazla iş imkanı, yaşam giderlerinin nispeten düşük olması ve çevre kirliliğinin az olması yer almaktadır.
Ankete katılanların büyük çoğunluğunun Almanya’da çalışmaktan, aldıkları maaştan ve sosyal haklarından memnun olduğu gözlemlenmektedir. İki ülke arasındaki çalışma şartları kıyaslandığında ise; çalışma saatleri, maaş, çalışma ortamı, sosyal imkanlar ve iş güvencesi gibi konularda Almanya lehine farklılıklar olduğu vurgulanmaktadır.
Almanya’da çalışırken; dil (Almanca), konaklama (ev bulma süreci) ve kültür (sosyal hayat, yeme-içme alışkanlıkları) ile ilgili konuların en çok sıkıntı yaşanan alanlar olduğu görülmektedir.
Almanya’ya Gelme Süreci ve
Günlük Hayat
Katılımcıların yaklaşık %30’u kalıcı oturma iznine (Niederlassungserlaubnis) ve %10’u Alman vatandaşlığına sahiptir.
Katılımcıların %85’ten fazlası Türklerin Almanya’ya entegrasyonu kapsamında herhangi bir faaliyette bulunmadığı; bu konuda girişimde bulunanların ise ilgili derneklere üye olma, yeni gelen öğrencilere (ders vb.) ve ailelere destek verme gibi konularda aktif oldukları görülmektedir.
Anket katılımcıları, sosyal hayatlarında en çok dil (Almanca) ile ilgili sorun yaşadıklarını belirtirken; kültürel ve kişisel ihtiyaçlar (yeme alışkanlıkları, alışveriş vb.), ırkçılık ve Türkiye’ye duyulan özlem gibi konularda da sorun yaşandığı aktarılmaktadır.
Buradaki önemli gözlemlerden bir başkası da, katılımcıların %40’lık kısmının sosyal hayatlarında yine Türklerle görüşüyor olmasıdır. İngilizce konuşabiliyor olsalar da, bu kitlenin Almanya’da benzer profildeki kişiler ile yoğun iletişim halinde oldukları görülmektedir.
Katılımcılar, Almanya’ya gelmeden önce en çok kalacak yer bulma konusunda zorlanırken (~%50), vize süreci ve dil öğrenme de bu süreçte zorluk yaşanan konular olarak göze çarpmaktadır. Ayrıca katılımcıların büyük kısmı (%80), Almanya’ya ilk geldiğinde Alman ya da Türk kurumları tarafından kendilerine entegrasyonla ilgili herhangi bir bilgi ya da destek verilmediğini belirtmektedir.
Türkiye ile İlişkiler
Anket çalışmasında, katılımcıların halen Türkiye ile devam eden ilişkileri de ele alındı. Bu kapsamda, katılımcıların yarısının her gün, diğer yarısının ise haftada bir ya da birkaç kez Türkiye’deki tanıdıkları ile iletişim kurduğu görülmekte olup bu görüşmelerde genelde kişisel ve profesyonel konular (eğitim, konferans, staj ve iş) ile Türkiye ve Almanya’daki girişim ve yatırım fırsatlarının konuşulduğu görülmektedir.
Katılımcıların %70’i Türkiye’yi yılda iki ya da daha fazla kez ziyaret ediyor olup, yarısı her gün Türkiye ile ilgili haberleri takip etmektedir.
Yakın zamanda Türkiye’ye dönmek “istemeyenler” çoğunluğu oluştururken (%70), bu oran uzun vadede %26’ya düşmektedir. Uzun vadede katılımcıların %36’sı Türkiye’ye dönmeyi düşünmekte, diğer %38’lik kesim ise kararsızdır. Katılımcılara bu olumsuz tablonun hangi şartlarda değişeceği sorulduğunda; siyasi iktidarın değişmesi, insan haklarının, basının ve kişisel özgürlüklerin sağlanması, bilime daha fazla değer verilmesi, ekonomideki belirsizliğin azalması, çalışma şartlarının iyileştirilmesi ve gelir adaletsizliğinin giderilmesi konuları öne çıkmaktadır.
Katılımcılar, Türkiye’ye geri dönmeyi düşünmemelerine rağmen Türkiye’ye eğitim odaklı destek sağlama (öğrencilere burs verme, uzaktan ders verme vb.), uzmanlık odaklı paylaşım (tecrübe ve bilgi birikimi aktarımı) ve projelerde yer alma (kurumlarla ikili anlaşmalar, uluslararası projeler vb.) gibi konularda katkı sağlamak istediklerini belirtmektedir.
Değerlendirme ve Gelecek
Çalışmalar
Ankete göre, son 20 yıl içerisinde Almanya’ya göç eden Türk vatandaşlarının çoğunluğu 20-40 yaş aralığında olup, öğrenim düzeyleri oldukça yüksektir. Katılımcıların, genelde sosyal hayatlarında entegrasyon ile ilgili sıkıntılar yaşamasına rağmen, çoğunluk kısa ya da uzun vadede Türkiye’ye dönmeyi düşünmemektedir. Fakat, katılımcıların önemli bir kısmı Türkiye ile iletişimini çok yoğun bir şekilde devam ettirmekte ve büyük çoğunluğu Almanya’dan Türkiye’ye çeşitli şekillerde katkı sağlamayı istemektedir.
Bu makalede paylaşılanlar, yalnızca anket katılımcılarının sorulara doğrudan verdiği yanıtlardan elde edilmiş olup, Türkiye’den Almanya’ya yaşanan ve gittikçe artan beyin göçüne dair belirgin olguları göstermektedir. Gelecek çalışmalarda, anket soruları arasında ilişki analizleri de yapılarak katılımcıların verdiği yanıtlar daha detaylı ele alınacaktır.
Ek Bilgi
TMMB: https://tmmb.info/YÖTG: http://yotg.tmmb.info/
[1] http://www.dw.com/tr/iki-milyon-niteliklig%C3%B6%C3%A7mene-ihtiya%C3%A7-var/a-15076239
[2] https://www.bamf.de/DE/Infothek/FragenAntworten/BlaueKarteEU/_function/faq-table.html
[3] https://www.bamf.de/DE/Themen/MigrationAufenthalt/ZuwandererDrittstaaten/Migrathek/BlaueKarteEU/blauekarteeu-node.html
[4] https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Uluslararasi-Goc-Istatistikleri-2019-33709
[5] https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiyede-beyin-gocu-lise-seviyesine-indi-1709847