Etkinliğe bir selamlama konuşmasıyla katılan Kuzey Ren Vestfalya Eğitim Bakanı Sylvia Löhrmann, yapılan sempozyumun ve bu bağlamda uluslararası katılımın Essen’de bir araya getirilmiş olmasının önemli bir kazanım olduğunu belirterek sözlerine başladı.
Bakan Löhrmann konuklara Essen ve Ruhr Havzası’nın farklı kültürlerin bir kaynaşma noktası olduğunu belirtirken, bu bölgenin gerek Kuzey Ren Vesftalya’da gerek Almanya’da yerine getirilmesi gereken eğitsel görevlerin adeta bir sembolü olduğunu kaydetti. Dört yılı aşkın bir süredir hükümeti oluşturan Kırmızı-Yeşil koalisyonunun ana günden maddelerinden birini entegrasyon ve eğitimin oluşturduğuna vurgu yapan Eğitim Bakanı Löhrmann, toplumsal gelecek için kökenlerinden bağımsız olarak tüm çocukların taşıdığı eğitim potansiyelini hem kendileri hem de toplum için değerlendirmek ve geliştirmek istediklerini, geliştirmek zorunda olduklarını dile getirdi. Kuzey Ren Vestfaya’nın 18 milyonluk nüfusuyla Almanya’nın en büyük eyaleti olduğunu ve iki buçuk milyon öğrencisi bulunduğunu belirten Bakan Löhrmann, bunların %30’unun göç kökenli olduğunu ve bazı okullarda göç kökenli oranının %50’lere vardığını açıkladı.
Küreselleşme koşullarında ve uluslararası pazarlar açısından çokdilliliğin önemine vurgu yaparak sözlerine devam eden Löhrmann, eksiklere odaklı yaklaşımdan uzaklaşıp, potansiyellere yoğunlaşan yaklaşımlarla çalışmanın entegrasyon ve göç politikalarında önemli bir aşama olduğunu dile getirdi. Göçü bir fırsat olarak kavramak gerektiğini ve bu nedenle göçmenlere eğitim ve dil konusunda destek olunması gerektiğini belirten Bakan Löhrmann, “ben bu toplantıya memnuniyetle katıldım, çünkü sempozyumunuzda eğitim politikaları açısından bizi ve özellikle okullarımızı ilgilendiren önemli konuları ele alıyorsunuz. Duisburg Essen Üniversitesi’nin bu toplantı için bir mekan sunması sevindirici. Duisburg Essen Üniversitesi Türkistik Enstitüsü’nde Türkçeyi öğretmenlik eğitimi kapsamında yabancı dil olarak öğrenmek olanaklı. Benim için yalnızca kuramsal olan Türkçenin zenginliği ve karmaşıklığı yabancı dil dersini gerekli kılıyor. Bu nedenle daha fazla öğrencinin bu bölüme ilgi duymasını ve sonuçta daha çok okun Türkçeyi yabancı dil dersi olarak sunmalarını hem sizin açınızdan hem kendi açımızdan arzu ediyorum” dedi.
Kuzey Ren Vestfalya okullarında yaptıkları çalışmalardan örnekler veren Eğitim Bakanı Löhrmann, eyalette kökendili dersleri verildiğine işaret ederek şunları söyledi: “Kesintisiz dil öğretimi bağlamında kökendilini ve Almancayı paralel olarak desteklemenin özellikle başarılı olduğunu biliyoruz. Bu nedenle bakanlığımda kökendili derslerinin nitelik gelişimi üzerinde çalışan bir grup oluşturduk. KRV’da kökendili dersi Türkçeye katılan öğrencilerin sayısı 57.000’dir”. Eğitsel başarı için belirleyici bir yeri olan eğitim dilinin öğrenilmesine özel bir önem verdiklerini belirten Bakan Löhrmann, göç kökenli ve göç kökenli olmayan öğrenciler arasındaki eğitim eşitsizliğinin hala devam ettiğine atıfta bulunarak, PISA araştırmasına göre ilerlemeler kaydedildiğini, ama henüz hedefe ulaşılamadığını sözlerine ekledi.