Herşey HOGESA (Holiganlar Selefilere Karşı) ile başladı. Yaklaşık 5.000 kadar holigan bu yürüyüşe katıldı, polisle çatıştı ve ırkçı sloganlar attı. Bunlar herkesçe bilinen holigan ve aşırı sağcı grupların bir birleşimiydi, uyguladıkları şiddetin boyutu dışında alışılmışın tekrarıydı ve kamuoyunun gündeminden hemen düştü.
Ancak “birden” Dresden’de kendilerini “Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Vatansever Avrupalılar” (PEGİDA) olarak adlandıran yeni bir hareket geniş katılımlı ve düzenli protestolara başladı. Diğer kentlerden de BOGİDA (Bonn), DÜGİDA (Düsseldorf) gibi türev gruplardan destek yürüyüşleri geldi. Bu yürüyüşler artarak devam etti ve Almanya’nın gündemini belirlemeye başladı.
Bu gelişmeler Alman siyasetçilerini harekete geçirdi, çünkü bu grup diğerlerine benzemiyordu. Siyasetçilere göre bunlar takım elbiseli, kravatlı Neo-Nazilerdi, önleri kesilmeliydi ya da en azından kontrol altına alınmalıydı.
Pekiyi kimdi bu PEGİDA’cılar? Dresden Teknik Üniversitesi’nin yaptığı araştırma PEGİDA yürüyüşlerine katılanların genellikle iyi eğitimli ve iş sahibi olduklarını ve ortalamanın üstünde maaş aldıklarını ortaya koyuyor.
Bunlar Almanya’da en hızlı eriyen, alt katmana düşme tehlikesi yaşayan “orta sınıf” (Mittelschicht) üyeleridir. Artık eskisi gibi yaşamak istemiyorlar ve devlete güvenmiyorlar. Kendi toplumsal konumlarının kötüleşmesinin sorumlusunu ise yabacılarda görüyorlar.
İşte bu kesim bugün PEGİDA hareketinin özünü oluşturmaktadır ve kesinlikle yeni değildir. Sadece geçen yıllarda yapılan entegrasyon tartışmalarına bakıldığında, bu kesimin Thilo Sarrazin’in ırkçı tezlerine nasıl dört elle sarıldıkları görülecektir.
Thilo Sarrazin’in kitabı “Almanya kendini yok ediyor” son yılların en çok satan kitapları arasında yer almıştır. Sarrazin’in katıldığı toplantılar dolup taşmış, toplumun yarısından fazlası ırkçı tezlerini doğru bulmuştur. SPD bile takım elbiseli, kravatlı, ırkçı teorisyeni Thilo Sarrazin’in Partiden ihraç kararını – toplumda Sarrazin’e olan destekten dolayı – geri çekmek zorunda kalmıştır.
“Batı’nın İslamlaşması” teorisi yeni değildir. Aynı yapılanmalar, benzer söylemlerle çoktan beridir Fransa (Le Pen), Hollanda (Pim Fortuyn, Geert Wilders) ve Avusturya’da (Jörg Haider) vardı. Yeni olan ise bu hareketin Almanya’da PEGİDA adı altında toplanması ve sokağa çıkmasıdır.
Evet, bugün ister Almanya’da ister tüm dünyada olsun, “orta sınıf” hızla erimektedir. Bu “orta sınıfın” bir kesimi milliyetçiliğe, ırkçılığa kayarak, kendilerinden daha zayıf olanları, yabancıları suçlu ilan ederken, diğer bir kesim kısmen sola kayarak (Stuttgart 21 ya da Occupy-Wall Street, Occupy-Almanya vb.) sorunu sistemde görmektedir.