Şüheda Gökmen | Duisburg-Essen Üniversitesi Türkistik Enstitüsü
Bu makalede “BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin (İHEB) 26. maddesi temelinde bir insan hakkı olarak eğitim hakkı genişletilmeli midir?” sorusuna yönelik görüşlerimi ifade etmeye çalışacağım. Bu kapsamda kendi tecrübelerimden faydalanarak, sizlere Almanya’daki eğitim sistemiyle ilgili bilgilerimi ve düşüncelerimi aktaracağım.
Bilindiği üzere, Almanya dünyanın en iyi eğitim sistemine sahip olan ülkelerinden birisidir. Almanya’daki eyaletlerin eğitim sistemleri birbirinden bağımsızdır. Bu sebepten dolayı okul ve üniversitelerdeki eğitimin ülkenin her yerinde eşit düzeyde olduğu söylenemez. Örneğin Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde üniversite öğrencilerinin derse katılma zorunluluğu yoktur. Ancak ülkenin diğer bazı eyaletlerde derse katılma zorunluluğu bulunabilmektedir. Birçok tartışmalara neden olan bu gibi durumlar, eğitim sisteminin eyaletler arasındaki eşitsizliğinin bir göstergesidir. Söz konusu olan bu eşitsizliklerin getirdiği sonuçlar, eyaletlerin uyguladığı başarı değerlendirme sonuçlarını da etkileyebilmektedir.
Başka ülkelerde de olduğu gibi Almanya’da da iyi ve kötü üniversite ayrımı yapılmaktadır. En iyiler olarak tanınan ve diğer üniversitelere nazaran daha çok ön plana çıkanlar Köln, Aachen, Bremen, Dresden Üniversiteleridir diyebiliriz. Elbette ki en iyiler sadece bu üniversitelerle sınırlı değildir. Yapılan iyi ve kötü üniversite ayrımının başarı değerlendirme sonuçlarından kaynaklandığını düşünüyorum. Almanya’daki eğitimin daha başarılı olabilmesi için eyaletler arası bir işbirliğinin olması gerektiği kanaatindeyim. Eğer bu sağlanabilirse, eğitim ülkenin her yerinde eşit düzeyde olabilir.
Bir başka deyinmek istediğim konu ise, ilkokul sonrasında öğrencilerin seviyelerine göre farklı okullara kayıtlarının yapılmasıdır. Öğretmenler ilkokul süresince yaptıkları tespitlerin sonucunda öğrencilerin hangi okullara gönderilmesi gerektiğinin kararını vermektedirler. Böylelikle farklı eğitim seviyelerinde olan öğrenciler birbirlerinden farklı eğitim görmektedirler. Öğrenciler okulu bitirdiklerinde farklı eğitim seviyelerine ulaşmış olduklarından dolayı aralarında büyük bir eşitsizlik söz konusu olabilmektedir. Eğitim hakkının herkes için eşit düzeyde gerçekleşmesi için her öğrenci eğitimde seviye farkı görmeden aynı okullarda eğitim görebilmelidir.
Bir insanın eğitimini etkileyen en önemli etmenlerden birisinin sosyoekonomik konumunun olduğunu düşünüyorum. Aileden gelen maddi ve manevi destek öğrencilerin eğitim hayatını pozitif anlamda etkilemektedir. Eğitim donanımı ve durumu iyi olan ailelerin çocukları büyük oranla yükseköğrenimlerinde de destek gördükleri için daha rahat bir şekilde üniversiteden mezun olabilmektedirler. Durumu iyi olmayan ailelerin çocukları ise eğitim hayatlarında destek göremediklerinden dolayı zorluk çekebiliyorlar.
Ne yazık ki üniversiteler ücretsiz değildir. Bazı öğrencilere belirli bir süre için burs imkanı sağlanabilse de, bu her öğrenci için geçerli olmayabiliyor. Öğrenciler daha kaliteli bir eğitim alabilmek için her zaman finansal kaynağa ihtiyaç duyabiliyorlar. Bu nedenlere bağlı olarak birçok öğrenci eğitimini karşılayabilmek için çalışmak zorunda kalabiliyor. Hem yükseköğrenimi gören hem de çalışan öğrencilerin eğiti hayatları çok stresli ve zor bir döneme dönüşebiliyor.
Tüm bu nedenlerden dolayı eğitim hakkının mutlaka genişletilmesi gerektiğini düşünüyorum. İHEB’nin, her insanın eşit düzeyde eğitim alabilme hakkına sahip olmasını ve ülke genelinde eğitimin ücretsiz olması gerektiğini eklemelidir. Ancak bu şekilde insanlar dışlanmadan, haksızlığa uğramadan, zorluk çekmeden istedikleri eğitimi alabilirler. Eğitim hakkının genişletilmesi ve kolaylıkların sağlanması durumunda, daha çok insanın ğitime değer vereceğini ve eğitim hayatını başarıyla tamamlayabileceğini düşünüyorum.