Ceren Köse
Meraba benim adım Ceren Köse, 11 yaşındayım. Ailem ile Türkiyeden Amerika’ya geldik. Üç yaşında bir kardeşim var. Yaklaşık 6 yıldır Amerika’da yaşıyoruz. Turkiye’ye ilk ve en önemli gitme nedenimiz bizimle olmayan ailelerimizi görmek. Sonra ikinci sebebimiz Turkiye bizim memleketimiz. Ailem ile ben Türkiyeye gitmek çok isteriz lakin Amerika’nın yüksek imkanlarından dolayı burayı tercih etmek daha mantıklı. Şimdi gittiğim okul “Beck Middle School”. Öğretmenlerim şu ana kadar hiç birinin kötülükleri bana dokunmamış, ama en sevdiğim öğretmen fen öğretmenim. Ben öğretmenlerimle İngilizce konuşurken ailem ile ya Türkçe ya da Kürtçe konuşurum.
Arkadaşlarım her tür yerden ve her tür kültürden gelen insanlar. Bazıları var ki Türk bazıları var ki Chinese ama onun hiç önemi yok benim için karakter önemli. Mesela bencil birisi olmasın, ağır başlı ve efendi olması çok önemli benim için karakter lazım. Chinese’miş Japanese’miş hiç farketmez önemli olan içindeki insanlık.
Ben Türkiyede Adıyaman’da yaşıyordum ama şimdi Amerika’da yaşıyorum. Türkiye’nin en sevdiğim bir tarafı benim ailemin orda yaşaması. Tükiyede okul dışında gittiğim yerler teyzeler ve akrabalar ve bazende çarşılardır. Basketball, volleyball, ve soccer and sevdiğim sportif ve eğlenceli aktivitelerdir. Yetişkinlerin bize role model olması gerekirken bazen olmuyorlar o yuzden “Yetişkin” deyimi bana çok anlamsız geliyor. Hele de Amerikan yetişkinleri. Amerika ile Türkiye çok farklı ülkeleri hem ortak noktaları var hem de değişikleri var. Ortak notkaları iki ülkeninde değisik insanları var kimi var terbiyeli ve akıllı kimi o kadar değil. Ama Türkiyenin bizim memleketin bir terbiyesi bi ahlakı var ama bura için aynısını söyliyemem. Göndermek istediğim mesaj “Siz olun siz hep kendiniz olun” kimse ya da birşey için değişmeyin. Ben buranın nasıl bir memleket olduğunu anlattım. Benimle aynı düşünmeyen varmı?
I am text block. Click edit button to change this text. Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut elit tellus, luctus nec ullamcorper mattis, pulvinar dapibus leo.
Enis Ercan
Merhaba, Benim adım Enis Ercan, 10 yaşındayım. Ben ve kardeşim Amerika’da doğduk. Kadeşim dört yaşında. Kardeşimle sadece Türkçe konuşuyorum. Çünkü hem ingilizceyi o kadar iyi anlamıyor, hem de onun Türkçe konuşabilmesini istiyorum. Annem ve babamla da Türkçe konuşuyoruz. Yalnız burdaki çoğu Türk çocuğu ingilizce konuşuyor.
Amerika’da New Jersey eyaletinde yaşıyorum. Amerika’ya ben doğmadan önce 2003’te gelmiş. Ailemle birlikte New Jersey’e, bu eyalete yeni taşındığımız için biraz zorlanıyorum. Eski okulumu çok özluyorum ama buradaki yeni arkadaşlarımdan da memnunum.
Normalde Turkiye’ye her yıl ya da iki yılda bir ziyarete gidiyoruz. Bütün akrabalarım Türkiye’de. Onları görmeyi çok seviyorum. Babaannem ve anneannemler de arada bizi ziyarete geliyor. Türkiye’de en sevdiğim şeyler sarayları müzeleri gezmek, bir de köylere gidip ağaclara çıkmak, hayvanları görmek. Turkiye’de en şaşırdığım şey, herkesin değişik şekilde Türkçeyi konuşması ve her şehirde olan savaşlar, kaleler, ve tarihi yerler ilginç geliyor. Ailem şimdilik Türkiyeye dönmeyi düşünmüyor.
Ben Parkway Elementary School’a gidiyorum. Sınıfımızda 20 öğrenci var. En sevdiğim arkadaşlarım komşumuz ve sınıf arkadaşım Andrew, sınıftan Michael, Zachary, Trevor ve Edison. Haftasonu okulu arkadaşımlardan Onur, Hüseyin, Ali, İhsan, İbrahim ve Burak. Hafta içi okulumdaki öğretmenim biraz sert birisi ama yine de adil ve iyi bir öğretmen. Öğretmenimin en sevdiği yönü sevdiği öğrenci bile olsa haklı olan tarafı tutuyor.
Okulumun güzel tarafı daha çok tenefüs vaktimiz var (30 dakika). Arkadaşlık kurmak zor değil. Okuldaki kötu kurallar sınıfa girmek için sırada beklerken ille de öne bakmamız gerekiyor. Bir de çoğu tenefüs öğretmenleri çok sert ve bazen nazik değiller.
Eğitim güzel ama tek kötü tarafı saatlerce halınin üstünde oturup öğretmenimizi ders anlatırken izlememiz gerek. Öğretmenimiz hands-on aktiviteler yaptırmıyor. Ama öğretmenimiz iyi öğretiyor. Ben siyaset bilimi ve hukuk okumak istiyorum.
Biz Mount Laurel New Jersey’de yaşıyoruz ve buranın en güzel yanı etrafta Türklerin olması. Sevmediğim tarafı da çok trafik olması ve daha pahalı olması. Okul dışında Türk haftasonu okuluna gidiyorum ve ailemle markete, yemek yemeye, eşya almaya, parka, ya da çocuk muzesine gidiyoruz. Arkadaşlarım genelde Amerikalı ya da Türk. İngilizce’yi daha çok konuşuyorlar ama Türk arkadaşlarımla Türkçe konuşmayı daha çok istiyorum.
Ben karateye gidiyorum. Kütüphaneye gidiyorum, resim ve tiyatro derslerine gittim. Boş zamanlarımda hikayeler yazmak, resim yapmak, kutulardan eşyalar silahlar yapmak, kitap okumak ve kardeşimle oynamayı seviyorum. Burda Türklerin olması güzel. Sevmediğim tarafı ise fiyatlar çok pahalı ve yerli halk biraz sert.
Burdaki insanların Turkiye’deki insanlara kıyafetleri benziyor. Buradaki insanlar Türkiye’deki insanlara göre biraz daha nazik olan yönleri var. Türkiyedeki insanlar ya da burdaki Türkler daha vefalı olabiliyor. Sevmediğim tarafı Türkler hep ingilizce konuşuyor. Diğer ülkelerdeki Türkiyeli göçmen çocuklarına mesajim Türkce’yi konuşmaya devam etsinler unutmasınlar. Sizin ülkenizde çocukların davranışları size karşı nasıl? Teşekkürler.