Dorothee Zimmer-Geçici
Duisburg Essen Üniversitesi, Türkistik Bölümü Öğrencisi
Benim için pandemi çok soyut bir kavramdı. Evet, tarihe baktığımızda dünyada pandemi dönemleri yaşandı: Veba hastalığı, 1920’deki grip pandemisi. Ama bugünlerde? Tıp biliminin bu denli ilerlediği zamanda bir pandemi yaşanabilir mi? Tamam fakir ülkelerde son yıllarda bazı epidemiler, ebola hastalığı gibi, görüldü. Bize böyle bir şeyin dokunmayacağına inanıyorduk. Kız Kalesi’nin hikayesini yaşıyor gibiydik. Yılan hastalık biçiminde hayatımıza girdi ve hayatımızı her yönüyle alt üst etti.
En ‘normal’ olan şeyler artık ‘normal’ değil. Aile görüşmeleri, arkadaşlarla buluşma, sinemaya gitme, düğün eğlenceleri ya da defin törenleri – her şeyde ‘kaç kişi, nerede, nasıl’ gibi soruları sorarak katılma imkânlarını incelememiz gerekiyor ve hâlâ da hiçbir şey eskisi gibi değil. Kışın kentlerin çarşıları bomboştu – ancak toplumumuzun en fakir insanlarının dükkânların bir köşesine kıvrılıp, ‘evlerini’ kurduğu görüldü. Okullar ve üniversiteler de ıssızlaşmıştı.
Öğrenciler nerede? Öğretmenler nerede? Herkes evde ekranın önüne çömeldi. Pandemiden önce bilgisayarı bir tek daktilo veya kılavuz olarak kullanan insan artık internetin geniş kullanma olanaklarını öğrenmeliydi. Değişik platformların arasında gezinme, dosya formatları oluşturma ve derslerin internet programlarıyla verilmesi ve dinlenmesi hepimizi yeni bir çağa fırlattı. Önceleri ismi duyulmayan msteam, jitsi, blue button, zoom vs. gibi programları birden bire fazla düşünmeden kullanmayı öğrendik.
Bu pandemi zamanı bizi ve üniversite hayatımızı nasıl etkiledi? 2019 yılında Duisburg-Essen Üniversitesi’ne yazıldım. Ancak bir sömestr oraya gittikten sonra evde kalarak ders görmeye başladım. 2020 yaz döneminin ilk haftalarında hepimiz artık bu yeni sürece alışmak zorundaydık. Programları kullanmak ve bütün program olanaklarını öğrenmek biraz sürdü. Bugüne kadar dersleri bu şekilde gördük ve internet bağlantısı sorunu haricinde, hemen hemen tüm dersler sorunsuz geçiyor.
Dersi bu şekilde takip etmek benim için, Essen’den uzak oturduğum için çok avantajlı oldu. Üniversiteye her zaman gidip gelmem gerekseydi o kadar modülü bitiremezdim. Üniversitenin ve kütüphanenin kapanması ise ödev yazmamı kötü engelledi. Kütüphanede kitap aramayı çok severim. Kitap gözümün önünde bulunduğu zaman, biraz içine bakarak uygun kitabı seçmek bana daha kolay geliyor. Kütüphanede her zaman mutlaka başka ilgimi çeken kitaplar da keşfediyorum.
Üniversite hayatı yalnız eğitim almak demek değildir. Gençler, yükseköğrenim sırasında kişiliği geliştirme konusunda önemli adımlar atarlar. Arkadaşlık ilişkilerinin kurulması, kampüs hayatında farklı kurumlarda sorumluluk taşıma, öğrencilerin bağımsızlık ve öz güvenlerinin gelişiminde çok faydalı faktörlerdir. Bu çerçeveden baktığımızda Korona hastalığı öğrenci hayatı üstünde çok olumsuz etki bıraktı. 2020’de üniversiteye başlayan öğrencilerin çoğu üniversitenin kampüsünü bile henüz görmediler. Halbuki yeni başlayanlar için gayriresmi bilgi alışverişi çok önemlidir.
Zoom üzeri derslerin bir seneden fazla sürmesiyle sanki bu ders formatında bir yorgunluk yaşamaktayız. Çoğu derste öğrenciler siyah bir kare olarak karşımıza çıkıyorlar. Henüz fazla kişi tanımadığım için bu şekilde isimlerin arkadaki yüzleri bende kapalı bir kare olarak kalıyor. Bu şekilde insan normal bir ilişki kuramıyor; çünkü birisi ile sadece ses yoluyla empati kuramıyoruz. Bu nedenden dolayı da internet görüşmeleri çok yorucu geçmektedir. Psikologların araştırmalarına göre sözlü dışı iletişim her zaman diyaloglara eşlik ettiği için sözlü dışı iletişimi olmayan bir konuşma bizi çok yoruyor. Biz, öğrenciler ve öğretmenler, bunu her gün ekranın önünde yaşıyoruz. Geçen sömestr haftanın bir gününde dersler molasız sabah saat 10’dan saat 18’e kadar sürdüğü için akşamları inanılmaz yoruluyordum.
Online sınava girmek de çok zor. Biz öğrenciler sınav heyecanı yaşarken bir tek yazılacak konulara odaklanıyoruz. Teknik sorunlar üstüne gelince konsantrasyon dağılıyor. İnternette kopukluk yaşama veya heyecandan yanlış yere tıklama korkusu sınav boyunca sürüyor.
İnternetin var olması ve bize böyle imkânları sunması pandeminin ilk zamanında tabii çok önemli ve alternatifsizdi. İnternet olmasaydı belki okul ve üniversite eğitimi durmuş hale gelecekti. İyi ki, iyi veya kötü şartlar altında öğrenmek mümkün olabildi. Bu sürecin olumsuz etkilerini gidermek için artık okulların ve üniversitenin açılması ve pandemi koşulları ile birebir ders verme şartlarının netleştirilmesi gerekmektedir.