İnternet, zamanında radyo ve televizyonda olduğu gibi yeni bir iletişim aracı olmakla kalmıyor. İnternetin interaktif özellikleri aracılığıyla ortak yaşamımız hiçbir geleneksel medyanın daha önce yapamadığı bir biçimde değişiyor.
Bu makalenin amacı internetin demokrasiye ve demokratikleşmeye nasıl etkide bulunduğunu incelemek. Hedef demokrasinin şu ana özelliğinin burada odak noktaya yerleştirilmesidir: Egemenlik milletindir. İşleyen bir demokratik devlet için ilk başta yurttaşlar kendi görüşlerini oluşturmak üzere bağımsızca bilgiye erişebilmelidir. ikincisi, topluluk içerisinde de bir görüş oluşması adına yurttaşların görüşlerini özgürce açıklayabilmesi ve görüş alışverişinde bulunabilmesi zorunludur. Üçüncüsü, yurttaşlar en eiyi şartlarda temellendirilmiş görüşleriyle devleti etkileyebilmelidir.
1. Bilgi sahibi yurttaşlar
Yurttaşların toplumsal ve siyasal olaylar ve bunların nedenleri hakkında ne denli bilgi sahibi oldukları, işleyen bir demokrasinin nüvelerindendir1. İnternetin yayılmasından önce bilgiye erişim gazete, kitap ya da radyo gibi yayın için düzenlenmiş içeriklerle sınırlıydı veya alternatif olarak kişisel alışverişe. Buna karşın internet, kullanıcıların küresel bir iletişim aracının salt tüketicisi değil, aksine aynı zamanda içeriklerin potansiyel birer üreticisi olması için de bir olanak sunan ilk iletişim aracıdır. Her internet kullanıcısı olağanüstü toplumsal önem taşıyan bilgiler yaymasa da, bu iletişim aracı birçok farklı alandan uzmana erişmek için filtrelenmemiş bir olanak sağlıyor. Biliminsanları, whistelblower (bilgi ifşa edenler, red. notu) ve aktivistler podcast, blog ya da sosyal ağlarda, politik kurallara ya da geleneksel medyanın resmi kurallarına uymak zorunda kalmadan tahminlerini ve bilgilerini yayabiliyor. Devlet teamülleri ve tutanak ya da sicil kayıtları gibi resmi kurumlara ait veriler ilk defa büyük bir kullanıcı camiasının erişimine açık. Bu noktada bilgi edinmeyi2 ve şeffaflığı düzenleyen yasalar önemli katkı sunuyor (https://transparenzranking. de).
Medyayı kullanabilme kompetansı, örneğin bir kaynağın güvenilir ve kompetan olup olmadığını saptayabilmek, aslında geleneksel medya için de önemli bir beceriydi, ama filtrelenmemiş medya olarak internet için bu çok daha büyük bir öneme sahip bir kompetanstır.
Burada ilkin özellikle yalan habere değinmek gerekir. Hatta deepfake3 adıyla anılan teknoloji, video ve seslerin sahtesinin orijinallerinden ayırt edilemeyecek ustalıkla üretilmesine olanak tanıyor. Bilgi sahibi kullanıcılar buna rağmen kaynaklar yardımıyla yalan haberi kestirebilir, çünkü yalan haberler çoğunlukla aynı kaynaktan yayılır4. Platformların yalan haber ve deepfake’leri otomatikman ortaya çıkarmaları ve kamuoyu önünde bunları işaretlemleri ya da silmeleri teknik açıdan iyi bir engel oluştururdu.
İkincisi, tracking ve microtargeting fikir geliştirilmesine karşı bir saldırıdır. Tracking aracılığıyla internet kullanıcıları internette ilerleyişleri süresince izlenir ve haklarında bir profil oluşturulur. Bu özellikle microtargeting için suistimal edilebilir. Bu bağlamda küçük gruplar ya da bireysel kullanıcılar, oluşturulan profilleri ya da karakter özellikleri aracılığıyla, planlı biçimde diğerlerinden ayrılabilir ve onlara kendilerine ayarlı içerikler gösterilebilir. Facebook’un Camebridge Analytica skandalı buna bir örnektir5. İnternetteki tracking’e karşı korunmak için çok sayıda olanak var, tarayıcı uzantısı Disconnect’i burada örnek verebiliriz (https://disconnect.me).
Üçüncü olarak burada filtre baloncukları tehlikesine değinmek gerekiyor. Sosyal ağlar doğrudan aynı görüşe sahip kullanıcı gruplarının oluşmasını teşvik ediyor. Yalan haberler belli başlı filtre baloncuklarında engele ve eleştiriye takılmadan yayılabilir. Sağ popülist ve aşırı sağcı çevrelerde bunu bariz olarak görmek olanaklı6.
Dördüncüsü, teknik süreçler, veri işlenmesi ve algoritmalar şeffaf ve vasıfsız kullanıcı için de anlaşılabilir olmalı7.
2. Görüş bildirmek ve toplumsal görüşün oluşması
Politik konular üzerine toplumsal bir tartışma yürütmek için iki önkoşul bulunuyor: İlki, belirli, kararlaştırılmış sınırlarla kendi ya da bir kümelenmenin görüşünü açıklama olanağı ve ikincisi, bu görüşü diğerleri ile tartışabilme ve böylece kolektif bir fikir geliştirebilme olanağı. Bunların ikisi de geçmişte toplumsal açıdan neyin tartışmaya değer olduğunu aktaran ve savunan geleneksel medya üzerinden gerçekleşmiştir. İnternet üzerinden websiteleri, blog’lar, podcast’lar ve sosyal ağlar kullanılarak, aracıya gerek duymadan görüş alışverişinin yepyeni formları oluştu.
İnternetin demokrasi hareketi üzerindeki yoğun etkisini 2009’da İran’daki „Yeşil Devrim“ ve sonraki yıllarda „Arap Baharı“ sırasında görmek mümkün oldu. Devletler her ne kadar internetteki görüşleri kontrol etmeye ve sansürlemeye çalışmış olsa da, özellikle sosyal ağlardaki bilgi miktarının devasa boyutu nedeniyle bu çaba geçmişte kapsamlı bir başarı sağlamamıştır. Ancak yapay zekâ temelli sansür mekanizmaları bunu olanaklı kılabilir. Buna karşı yapılacak basit bir hamle, otokratik devletlerde oldukça yaygın kullanılan „Tor“ gibi anonimleştirme servislerinin devreye sokulmasıdır (https:// torproject.org).
Sansürün yanı sıra denetleme de bir tehdittir, çünkü bu ayrıca otosansüre neden oluyor. ABD’nde yapılan bir araştırma8, Snowden’in 2013’teki yayınlarından9 sonra gazetecilerin sosyal ağlardaki aktivitelerini sınırlandırarak ya da tümden sonlandırarak ve belirli konuları artık telefonda ya da ePosta yazışmalarında ele almayarak, daha çok otosansüre eğilim gösterdiklerini saptadı.
Dijital ilerlemenin olumsuz bir görünümü herkesin kitlesel ve de nedensiz denetiminin teknik açıdan olanaklı hale gelmesidir. Buna karşı koymak için iletişimin tamamı şifrelenmeli, tercihen göndericiden alıcıya kadar iletişim yolunun tamamını koruyan „uçtan uca“ şifreleme yöntemiyle. Uçtan uca şifrelenen iletişim için „Gnu Privacy Guard“ (GPG), ePosta iletişimi için (https:// gnupg.org), kısa mesaj için Signal (https://signal.org), iletişim ağı Matrix (https://matrix.org) ya da video sohbet platformu pilava (https://palava.tv) örnek verilebilir.
Üstverilerin korunması daha zor. Bunlar konum ve hareket verilerini, irtibat veri ve tarihlerini kapsar. Dini aidiyet, iş bağlantıları, arkadaşlıklar, aşk ilişkileri ya da hastalıklar gibi özel bilgiler hakkında sonuçlar çıkarılmasına izin verirler ve ayrıca otomatik biçimde kolayca değerlendirilebilirler. Üstveri konusunda da anonimleştirme servisleri koruma sağlar. Ancak az sayıda üstveri depolayan ya da hiç depolamayan servislerden yararlanmak daha pratik olan yaklaşımdır. Facebook, Google ve benzerlerine karşı veri koruma sağlayan kapsamlı bir alternatif listeyi „Digitale Gesellschaft“ üzerinden bulabilirsiniz10.
3. Devlete etkide bulunabilme olanakları
Seçimsiz demokrasi modelleri de bulunmasına rağmen11, yurttaşların devlete etkide bulunabilmesi için seçimler fiilen standart niteliğindedir. Demokrasilerde seçimler gizli, ama anlaşılabilir olmalıdır. Seçim bilgisayarlarının güvenliği ve uygunluğu gibi birçok pratik sorun dışta bırakıldığında, günümüzde bilimin vardığı nokta, eVoting olarak adlandırılan elektronik seçimlerin ya gizli ya da uygun olabileceği, ama asla ikisini aynı anda yerine getiremeyeceğidir12. Dolayısıyla geleneksel seçimler için o uygun değildir. Ancak gizliliğin bir rol oynamadığı, anonim olmayan referandum ya da yurttaş dileklerinin oylanması gibi durumlarda elektronik seçimler uygulanabilir. Ücretsiz yazılım „Liquid Democracy“ (https://liqd.net) Korsanlar Partisi’nde denemesi yapılan ilginç bir konsept sundu. Burada partinin siyasal rotası çoğunluğa dayanarak belirlendi. Üyeler alanına göre uzmanlara ya da güvendikleri kişilere belirli konularda oylarını verebilmişlerdir. Ancak Korsanlar Partisi’nde „Liquid Democracy“nin bu denemesi veri güvenliği endişesiyle çok çabuk başarısız olmuştur.
Dijital iletişim araçları kullanılarak siyasal temsilcilerle doğrudan iletişimde de engeller azaltılır. Yurttaş sorularının ve bunlara verilen yanıtların herkesin erişimine açık, online belgelendiği „Devlete Sor“ gibi platformlar bu noktada önemli bir yapı taşı oluşturuyor.
4. Özet
İnternet demokrasi için esasen fırsatlar sunuyor. O yurttaşların bilgi sahibi insanlar olması ve fikir geliştirmek için başlıca ön koşulları iyileştirir. Bilgi ve enformasyonların kullanılabilirliği, daha yüksektir ve uzman ve karar vericilere doğrudan iletişim yolunun açık olması bu durumu desteklemektedir. Ve o ayrıca organize olmak ve devlete etkide bulunmak için yeni olanaklar sunar. Demokrasiyi tehdit eden yönlere ise (sansür, denetleme, yalan haber, microtargeting vs.) toplumsal çaba, teknik çözümler ya da yasal düzenlemeler ile karşılık verilebilir. Eğer bir devlet dijital şeffaflık gösteriyorsa, whistleblower’ları etkili olarak koruyor, sosyal ağların olumsuz etkilerini düzenlemelerle azaltıyor ve de özgür, güvenli ve özel alanı kollayan yazılım, algoritma ve servisleri destekliyorsa, o zaman internetin geniş fırsatları da kapsamlı olarak kullanılabilir.
- Bimber, B. (1998): The Internet and political transformation: Populism, community, and accelerated pluralism, in: Polity, Heft 1, Jg. 31, S. 133–160 ↩
- Jastrow, S.-D./Schlatmann, A. (2006): Informationsfreiheitsgesetz: Kommentar, Heidelberg: R. v. Decker ↩
- Floridi, L. (2018): Artificial intelligence, deepfakes and a future of ectypes, in: Philosophy & Technology, Heft 3, Jg. 31, S. 317–321 ↩
- Grinberg, N./Joseph, K./Friedland, L. et al. (2019): Fake news on Twitter during the 2016 US presidential election, in: Science, Heft 6425, Jg. 363, S. 374–378 ↩
- Cadwalladr, C./Graham-Harrison, E. (2018): Revealed: 50 million Facebook profiles harvested for Cambridge Analytica in major data breach, in: The guardian, Jg. 17, S. 22 ↩
- Daniels, J. (2018): The algorithmic rise of the “alt-right”, in: Contexts, Heft 1, Jg. 17, S. 60–65 ↩
- Berry, D. M. Erklärbarkeit und demokratisches Denken: Eine Annäherung an eine informationelle Öffentlichkeit, in Handbuch Kindheit, Technik und das Digitale, R. Braches-Chyrek/J. Moran- Ellis/C. Röhner/und H. Sünker, Hrsg. Verlag Barbara Budrich, 2021, S. 93–110 ↩
- Peter Godwin, S. N. et al. (2013): Chilling Effects – NSA Surveillance Drives U.S. Writers to Self-Censor, in: PEN American Center, 12.11.2013, https://pen.org/sites/default/files/2014-08-01_Full%20Report_Chilling%20Effects%20w%20Color%20cover-UPDATED.pdf, (Zugriff: 11.04.2020) ↩
- Greenwald, G. (2013): The NSA Files, in: The Guardian, 01.11.2013, https://www.theguardian.com/us-news/the-nsafiles,(Zugriff: 11.04.2020) ↩
- Jan Jiràt, C. L., Donat Kaufmann et al. (2019): Eine
kurze Anleitung zur digitalen Selbstverteidigung, in: Digitale Gesellschaft, 05.12.2019, https://www.digitale-gesellschaft.ch/ratgeber/, (Zugriff: 11.04.2020) ↩ - Van Reybrouck, David/Waters, Liz (2016): Against elections: the case for democracy / David Van Reybrouck ; translated by Liz Waters, London: The Bodley Head ↩
- Tarasov, P./Tewari, H. (2017): THE FUTURE OF E-VOTING., in: IADIS International Journal on Computer Science & Information Systems, Heft 2, Jg. 12 ↩