Mary Cathryn Ricker
Amerika Öğretmenler Federasyonu (AFT)
Genel Başkan Yardımcısı
Tüm çocuklar için ücretsiz ve zorunlu eğitime yönelik ilk küresel çağrı olan Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, temel eğitim hakkını resmi olarak dile getiren bir kilometre taşıdır. Hiç şüphe yok ki İHEB kabulünden bu yana, altmış yıl boyunca, yüksek nitelikli kamusal eğitime erişimde muazzam gelişmelere yol açmıştır. Ancak Birleşmiş Milletler’in beyanı benimsediği 1948’den günümüze eğitim alanında çok fazla değişiklik olmuştur. Bugün insan hakları ve eğitim hakkına dünya çapında her gün saldırı olmaktadır. Sağlanan kazanımlara rağmen, kolektif insan hakları ve yurttaşlık hakları mücadelesinde nihai noktaya erişmekten çok uzağız. İHEB’nin eğitim beyanı, kız çocuklarının eğitim hakkına ve yanı sıra tüm çocukların erken çocukluk eğitimi ile orta öğretim haklarına özel vurgu yapacak şekilde, daha iddialı ve spesifik amaçlar geliştirmek üzere yenilenmeli ve modernleştirilmelidir.
İHEB “herkesin eğitim hakkına sahip olduğunu” söylese de, cinsiyet ve diğer özelliklerden bağımsız olarak tüm insanların bildirgede öne sürülen her hakka sahip olduğunu açıkça belirtmiş olsa da, çoğu ülkede halen eğitimde ciddi düzeyde cinsiyet eşitsizliği mevcut. Bugün, dünya çapında 60 milyondan fazla kız çocuğu okula gitmemektedir. Son yıllarda Nobel Ödüllü Malala Yousafzai gibi bazı aktivistler, kız çocuklarının eğitim hakkını savundukları için saldırılara maruz kalmıştır. Ve Nijerya’da kız çocuklarının eğitimine karşı olan terörist grup Boko Haram, tümü orta öğretimdeki 276 kız öğrenciyi kaçırmıştır. İHEB, büyük adımların atıldığı harika bir başlangıç noktası sağladığı halde kız çocukların eğitim hakkını daha iyi koruyacak ve garantileyecek güncellenmiş bir bildirge gerekmektedir.
İHEB ayrıca “eğitim, en azından ilköğretimde ve temel düzeyde ücretsiz olmalıdır” ve “ilköğretim zorunlu olmalıdır” şeklinde ifade eder. Öte yandan, Birleşmiş Milletler’in yeni Sürdürebilir Kalkınma Hedefleri şunu vurgular; 2030 yılı itibariyle kız ve erkek tüm öğrenciler ücretsiz ilköğretim ve ortaöğretime erişecektir. Bu, İHEB ve BM’nin Milenyum Kalkınma Hedeflerinde kullanılan dilde önemli bir iyileştirmedir. İHEB, ortaöğretimi temel bir insan hakkı olarak beyan edecek şekilde güncellenmelidir.
İHEB’nin onaylandığı 1948’den bu yana dünyamız daha küresel ve ekonomik açıdan daha liberal hale geldi. Bu değişiklikler özel, kâra dayalı şirketlerin serbest piyasa uygulamalarının kamusal eğitime uygulamasına ve eğitime bir insan hakkından ziyade bir meta olarak yaklaşmasına imkân verdi. Örneğin Filipinler’de hükümet, öğrencilere hak ettikleri eğitimi sunmak yerine İngiliz çağrı merkezleri gibi küresel emek piyasasındaki ticari partnerlerinin niş ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde tasarlanmış okullar yaratmak için Pearson’la anlaşma yaptı. Dahası bu okullar “düşük maliyetli” olarak pazarlandığı halde kayıt ücretleri genellikle düşük gelirli ailelerin karşılayamayacağı ölçüde pahalı. İHEB tüm çocukların ücretsiz, yüksek nitelikli ortaöğretime erişmesi gerektiğini beyan ederek bu trende karşı koyabilir.
İHEB eğitim haklarını erken çocukluk eğitimini kapsayacak biçimde genişletmelidir. Eğitim hakkı doğumla başlar, bu nedenle evrensel okul öncesi programları savunmak ve temel eğitim olanaklarına sınırlı erişimi arzulayan ödül çekleri ile burslara karşı çıkmak bizim yükümlülüğümüzdür. Brezilya’da zorunlu okul öncesi, erken çocukluk eğitimine katılımda muazzam bir artış sağladı. İHEB bu beyanı yapmış olsaydı, daha fazla çocuk ilköğretime ve başarılı bir eğitim hayatına hazırlanmış olurdu.
Şu anda, dünyada 60 milyonun üzerinde yerinden edilmiş insan mevcut, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana en yüksek rakam ve bunların yarısından fazlasının çocuk ve genç olduğu tahmin ediliyor. Bu korunmasız grupların erken çocukluk ve ortaöğretim aşamaları da dahil ücretsiz, yüksek nitelikli eğitime özellikle erişmesi gerekiyor. Güncellenmiş bir İHEB beyanı, örneğin mültecileri ülkenin eğitim sistemine entegre etmek üzere çalışan ve kültürel anlamda daha ilgili bir müfredat için kampanya yürüten Almanya Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası gibi gruplara da destek sağlayabilir.
Bu önerilen İHEB güncellemeleri bir gerekliliktir ve örneksiz değildir. Birleşmiş Milletler daha önce başarılı bir insan hakları çalışması inşa etmiş ve kılavuz ilkelerini genişletmişti. Esasen İHEB de Dört Özgürlüğün bir evrimidir; ifade özgürlüğü, korkudan kurtulma özgürlüğü, inanç özgürlüğü ve yoksulluktan kurtulma özgürlüğü. Bunlar, müttefiklerin İkinci Dünya Savaşı sırasında birlikte savaşma motivasyonu olarak benimsenmişti.
İHEB’de kutsanmış ilkeler, sendikalar ve diğer örgütlerin dünya genelinde, eğitime erişim de dahil insan haklarını teşvik etmelerine yardımcı olmuştur. Örneğin Birleşik Devletler’de Siyahların Gelişmesi için Ulusal Birlik (NAACP), “ayrı fakat eşit” eğitim politikalarının tersine çevrilmesinde, İHEB’de belirtilen temel özgürlükler temelinde bir yurttaşlık hareketini tetiklemede başarılı olmuştur. O zamanlar çoğu emek aktivisti tüm öğrencilerin eğitime eşit şekilde eriştiğini garantilemek üzere gösterilen çabalara dahil oluyordu.
İHEB uluslararası düzeyde, sömürgeleştirilmiş Afrika uluslarının sömürgecilerinden özgürleşme arayışlarına daha fazla meşruluk kazandırmıştır. Bireyler ve gruplar İHEB’ni bir kılavuz olarak kullanarak, insan haklarını garanti altına almak ve korumak üzere topluluk ve uluslarını örgütleyebilmişlerdir.
Gittikçe bağlantılı hale gelen ve ekonomik olarak farklılaşan bir dünyada İHEB’ndeki eğitim beyanının bugüne uygun hale getirmek üzere incelenmesi ve yenilenmesi gerektiği açıktır. Birlikte ücretsiz, yüksek nitelikli bir eğitime erişim idealini daha fazla tanımlamamız ve buna yönelik çalışmak üzere kolektif olarak kendimizi adamamız lazım. Neyse ki, birlikte çalışmaya sevk edebileceğimiz yeterli sayıda müttefikimiz mevcut. Bugünün ilericiler ağı, dünya çapında topluluk temelli öğretmen sendikaları, yerel ve uluslararası sivil toplum örgütleri sayesinde, daha ilişkili bir eğitim beyanı İHEB’nin esas vaadini ve çok daha fazlasını sağlamak üzere bize eksen sunacaktır.