Birgün arkadaşlarla dışarda kapının önünde oturuyorduk ve azıcık ileride bir grup Almanyanın yerlileri yani Almanlar duruyordu. Ben arkadaşlarımla muhabbet ediyordum ve ortalık çok sakindi. Almanlar da bizim gibi kendi kafalarına göre oturuyorlardı ve onlar da bizim gibi muhabbet ediyordu. Aradan biraz zaman geçtikten sonra dört tane polis bizim, yani benim ve arkadaşlarımın üzerine koşuyorlardı. Biz ne olup bittiğini bilmiyorduk. Polis ellerimizi bağlayıp üzerimizi kontrol etmeye başlayınca arkadaşım ne oluyor neden bunu yapıyorsunuz dedi. Polis bizim olduğumuz yerin yakınında bir takim gençlerin cam kırdığını söyledi. Arkadaşım biz yapmadık şuradaki gençlere sorun, deminden beri burada oturuyorduk dedi. Hemen sonra bir soru sordu polise. Madem tam olarak camı kimin kırdığını bilmiyorsunuz neden hemen bizi bağlayıp kontrol ediyorsunuz, hemen yanımızda bir grup genç daha var neden bize geldiniz. Polisin tek verdiği cevap “Du weist doch genauso wie ich das ihr die kriminellen in diesem Land seid“ dedi, “guckt euch an und seht euch die Jungs da drüben an wer sieht krimineller aus“ dedi ve biz de daha diyecek birşey bulamadık. Polis bize teker teker ev adresimizi sordu ve bizi teker teker evlerimize sürdü. Polis evimize kadar gelmedi çünkü camı kıranların biz olmadığımız ihbarı geldi. Ama bu olanları camdan bakan ve polisin beni niye eve bıraktığını düşünen Anneme gel de şimdi anlat, istediğini de ama suçsuz olduğunu anlamaz annen. Suçsuz olmamıza rağmen bizi dışarıda kontrol ettiler ve millete rezil ettiler ve bizi evlerimize bırakarak evimizin huzurunu bozdular ve annemizi babamızı utandırdılar. Sonunda anneme „benim oğlum polislik oldu“ derttiler. Bu olanların sebebi de suçsuzluğumuz.